Ekonomim müellifi Onur Oğuz Merkez Bankası’nın faiz artırımı ile ilgili “Merkez; kararlıyım, faydalıyım…” başlıklı yazı kaleme aldı.
Şeref Oğuz’un yazısının tamamı şu biçimde:
“Merkez Bankası yıla dengeli ve kararlı başladı. 250 baz puanlık faiz artışı ile faizi %45’e çıkardı. Aylık enflasyona bakarak TÜFE’deki düşüşe vurgu yaptı. Her ne kadar da gündemde Merkez’in magazinsel istikameti öne çıksa da Cumhurbaşkanı’nın takviyesi bu magazin dedikodularını bir anda sonlandırdı.
Peki, Merkez Bankası ne dedi? Şura, dezenflasyonun tesisi için gerekli mali sıkılık seviyesine ulaşıldığını ve bu seviyenin “gerektiği surece sürdürüleceğini değerlendirmiştir” diyerek faize nokta koydu. Bu cümlesine bir açıklama ekleyerek; “enflasyon görünümü üzerinde besbelli ve kalıcı riskler oluşması durumunda ise nakdî sıkılık gözden geçirilecektir” sözünü kullandı. Kimi piyasa aktörleri bu telaffuzları şahin buldu.
AYLIK ENFLASYON ARTIK GÖSTERGE
Merkez’in bir gözü enflasyonda… Bunu son açıklanan siyaset metninden görüyoruz. Hissedilen TÜFE değil elbette açıklanan TÜFE’den bahsediyoruz. Aylık enflasyon Temmuzda da %9,49 iken temmuzdan bu yana kademeli olarak %2,93’e kadar geriledi. Aslında dramatik bir düşüş kelam konusu…
Bankanın siyaset metninde aylık enflasyonu takip ettiğini görüyoruz. Bundan sonraki süreçte aylık enflasyon bilgilerindeki bozulmalar, siyaset metnine de yansıyacak. Sorun şu ki enflasyon, endekste durduğu üzere durmuyor ve çarşı pazardaki etiket bozulmalarıyla farklı vakitlerde sürpriz yapabiliyor.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Faizde zirve görüldü mü?
Faiz artık bir durak noktasına geldi. Lakin seyrini enflasyon belirleyecek. Bunun için gözler sıcak para girişine çevrilmiş durumda. Ülkeye para getirecek adımlar faizde tepe yaptığımızın işareti olur.
Peki, piyasalar buna ne reaksiyon verir?
Piyasalar Ortodoks siyasetlerde kaldığımız sürece olumlu reaksiyon verecektir. Lakin gerek mahallî seçimin getireceği ek bütçe bozulması gerek dışarıda yaşanacak fevkalâde gelişmeler, faizde yeni bir zirve muhtaçlığı doğurabilir. Unutulmasın ki Merkez’in artış istikametindeki kararlılığı ve sürekliliğine karşın müspet gerçek faize hala varılamamıştır.
NOT
FAİZ NEREDEN KOŞUYOR?
Mayıs’ta %8,5 olan faiz, geldik ocak ayına %45’e tırmandı. Haziran ayında yeni iktisat idaresinin devreye gelmesi ile başlayan bu süreç aslında heteredokstan çıkıp Ortodoks siyasetlere dönüşümüzü anlatmak için de atılmış adımlar manzumesi… Seçim periyodunda yaşanan bu faiz artışı aslında ülke olarak geldiğimiz noktanın da işareti. Sizce bu bize reva mı?
Öylesine bir mecburiyet halindeyiz ki; faiz hassasiyeti olan bir hükümet, neredeyse faiz rallisine girmiş… Verdiğimiz bu faiz, aslında hatalarımızda ısrarımız… Bakıp görmezlikten gelmelerimiz… Klâsik siyasetlerden verilen tavizler… Kesenin ağzını açıp har vurup harman savurduklarımız…
Şimdi de bu kusurların kefaretini, faiz artışı ile ödüyoruz. Hele ki muhtemel bir U dönüşü kelam konusu olursa, ne ekonomiyi rayına oturtmuş olacağız ne de faiz artışıyla üstlendiğimiz maliyetin yararını görebileceğiz. U dönüşü nereden mi çıktı? Merkez Bankası liderine yönelik başlatılan itibarsızlaştırma adımları, aklı fikri heterodoksta kalanlardan gelmişti.
Aslında bir adım geri atıp, olan bitene bakıp sormak istiyorum; tüm bu çılgınlıklara gerek var mıydı?”
patronlardunyasi.com
