Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Heyeti’ndeki bütçe görüşmeleri devam ediyor.
Son olarak Sıhhat Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesi görüşüldü.
Konuşmasına hayatını kaybeden Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’e Allah’tan rahmet dileyerek başlayan Fahrettin Koca, sıhhat hizmetlerinin tüm siyasi kanıların üstünde olduğuna dikkat çekerek hastalar ortasında ayrım gözetilemeyeceğini, bu hizmetlerin birleştirici olduğunu, 86 milyona yönelik birleştiriciliğe ziyan verilmemesi gerektiğini belirtti.
Yapılan tenkitleri dikkatle dinlediklerini lisana getiren Koca, yapan ve uygun niyetli her eleştiriyi vatandaşların memnuniyetini artırmak için bir imkan olarak gördüklerini söyledi.
Koca’dan kent hastanelerine yönelik tenkitlere yanıt
Koca, “Yapılan düzenleme ve değişikliklerle, kent hastaneleri için kontratlarda yapılan mahsuplaşmalar ile 25 yıl olan kontrat müddetlerini ortalama 17-18 yıla indirdik. Vatandaşlarımıza en yüksek kalitede hizmet verirken onların vergileri ile bize emanet edilen kaynağı da en verimli halde kullanmaya uğraş ettik” dedi.
“Kamu üzerinde kent hastanelerinin yükü artık kelam konusu değil”
Şehir hastanelerinin bütçe içindeki hissesine ait yapılan tenkitleri anımsatan Koca, şöyle devam etti:
Artık bundan sonraki süreçte kent hastanelerinin masrafları toplam bütçe içerisinde bütçeyi yutmayacak, giderek bir azalım içinde olacak. Sayılar bize bunu gösteriyor. Maddeyle kent hastaneleriyle ilgili kamuyu korumak üzere tavan uygulaması getirdik. Kent hastanelerinin bundan bu türlü en üst tavanı var. En üst tavanda ödenebilecek toplam sayı 27,5 milyar avroyu asla geçemeyecek; bunun altında olabilir, üstünde olamaz. Toplam 25 yıllık müddette verilebilecek nominal bedelden bahsediyorum. Ünite metrekare maliyeti ne, 27,5 milyar avroyu temel alarak söylüyorum, 2 bin 421 avro nominal kıymet. Pekala bu nominal bedeli bugüne getirdiğimizde 1465 avroyla bir kent hastanesini aygıtlarıyla, altyapısıyla, etraf düzenlemesiyle birlikte mal etmiş oluyoruz. 1465 avroyla bir kent hastanesini en ileri teknolojiyle donatarak, etraf düzenlemesi ve altyapısı dahil olmak üzere kim yaparsa biz almaya hazırız. Kamu üzerinde kent hastanelerinin yükü artık kelam konusu değil. Ayrıyeten 25 yıllık süreci kontrattaki gereklilikleri yerine getirip getirmeme durumlarını göz önüne alarak kıstık. Yani 25 yıl değil, bütün kent hastaneleri ortalama 17 yahut 18 yıl sonra devletin olacak.
“6 Şubat sabahı ülkemiz hiç görülmemiş bir felaketle karşı karşıyaydı”
Koca, Türkiye’de 2023 yılında sel, yangın ve zelzele üzere büyük felaketler yaşandığına işaret ederek, “6 Şubat sabahı ülkemiz hiç görülmemiş bir felaketle karşı karşıyaydı. Hala acılarımız taze. Yıllar uzunluğu sürecek bir yas içindeyiz. Bu büyüklük ve yaygınlıktaki sarsıntılar, olabilecek en büyük yıkımların saniyeler içine sıkıştığı olaylardır. Maddi hasar telafi edilebilir, hayatta kalanların ruhlarındaki hasar on yıllar boyunca sürer” diye konuştu.
“50 bini aşkın yaralıyı sarsıntı bölgesinden hastanelere sevk ettik”
Depremde eşi görülmemiş bir dayanışma sergilendiğini lisana getiren Koca, “Devletimiz bütün imkanlarıyla yaraları sarmaya çalıştı. Bu gayret devam ediyor. Milletimiz, devletinin yanında dağ üzere durdu. Bu süreçte eksiklerimiz, noksanlarımız olmadı mı, ister istemez oldu. Daha yeterlisi yapılamaz mıydı, daha uygununu de yapabilirdik. Ama şu unutulmamalı. Felaketlerin eli ayağı bağlayıcı tarafları vardır. İmkanlarınız size yetmeyebileceği üzere o şok içinde mevcut imkanları en rasyonel halde kullanamayabilirsiniz. Sıhhat Bakanı olarak elimden gelen ne varsa, kaybedilen canların, yıkılmış kentlerin acısını içime gömerek, gece gündüz demeden yapmaya çalıştım. Elbette, her gereksinime yetişemediğim, her sorumluluğa yetemediğim vakitler da oldu. Bunlar için sizlerin huzurunda vatandaşlarımızdan helallik isterim” sözlerini kullandı.
Koca, 50 bini aşkın yaralıyı zelzele bölgesinden hava, kara ve deniz yoluyla inançlı alanlardaki hastanelere sevk ettiklerini, bu operasyonun dünyada ikinci örneği olmayan bir acil sıhhat müdahalesi operasyonu olduğunu kaydetti.
Felaketler üzerinden siyaset yapmanın gerçek olmadığının altını çizen Koca, Defne Devlet Hastanesi’nin üretimi başlarken, “60 günde hastane yapılamaz, bu bir göz boyamadır” halinde propaganda yapıldığını anımsattı.
Defne Devlet Hastanesi’nin 57. günde hasta kabulüne başladığına işaret eden Koca, “İddia ve itham sahipleri hastaneyi ziyaret ettiler mi, kelamlarından utandılar mı, hakkımızı teslim ettiler mi? Milletimiz hayır dualarıyla hakkımızı teslim etti. Hizmet, onun sahibine ulaştı” halinde konuştu.
Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’ya kent hastanesi müjdesi
Koca, zelzele bölgesinde 6 devlet hastanesinin hizmete açılmış vaziyette olduğunu kaydederek, “Bunlar Defne, Samandağ, Arsuz, Hassa, İskenderun ve Belen devlet hastaneleridir. Antakya, Erzin, Altınözü, Payas, Oğuzeli, Nurdağı, Kahramanmaraş, Nurhak, Türkoğlu ve Çelikhan’da toplam bin 588 yatak kapasiteli 10 acil durum hastanemiz yaklaşık dört ay sonra hizmete açılacak. Hatay, Kahramanmaraş, Malatya kent hastanelerinin proje çalışmaları başladı” diye konuştu.
AK Parti hükümetlerinin sıhhat alanında yaptığı hizmetleri anlatan Koca, şöyle konuştu:
Sağlıkta Şiddet Maddesi’ni çıkararak sıhhat çalışanlarına yasal en güçlü müdafaayı getirdik. Yükseköğretim mezunu tüm sıhhat çalışanlarının 3600 ek göstergeden faydalanmasını sağladık. Doktorlarımızın emekliliklerine dair özlük haklarında değerli iyileştirmeler yapıldı. İntörn tabiplerle diş hekimliği fakültesi son sınıf öğrencilerine yapılan ödemeler taban fiyat seviyesine çıkarıldı. Beyaz Kod uygulamasının yanında Gri Kod uygulamasını da pilot olarak başlattık. Çalışmalarımız sonucunda Beyaz Kod sayısı 1 milyonda 23’ten 1 milyonda 12’ye indi. Bebek ve anne vefatlarını kıymetli ölçüde azalttık. Aile hekimliklerinde yapılan muayene sayısını yüzde 31, tüm muayenelerin sayısını yüzde 20 artırdık.
Evlilik öncesi SMA Taşıyıcı Tarama Programı kapsamında 1 milyon 100 binden fazla çifti taradık. Yenidoğan SMA Tarama Programında 1 milyon 400 binden fazla bebeğimizi taradık. Erken teşhis, tedavi başarımızın yüzde 90’ın üzerine çıkmasını sağladı. Aile Diş Hekimliği uygulamasını 3 vilayetimizde pilot olarak başlattık. 42 Aile Diş Hekimliği ünitesinde 10 bini aşkın çocuğumuza ve ailelerine ulaştık. Bakanlığımıza bağlı hastanelerimizde toplam yatak kapasitesi 171 bin 932’ye yükseldi. Nitelikli yatak kapasitemiz 13 kat arttı. Kullanılan her 100 kutu ilacın 91’i, paha bazında ise yüzde 58’si artık ülkemizde üretiliyor.
“2028’de bağışıklama programındaki tüm aşılar Türkiye’de üretiliyor olacak”
Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Eser Üretim Merkezi’nin inşaatının tamamlandığını, pilot üretimlere 2025 yılında başlayacaklarını lisana getiren Koca, amaçlarının gereksinim olan aşıların tamamının Türkiye’de üretmek olduğunu anlattı.
Koca, “Çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği üzere üç aşıyı teknoloji transferi ile Türkiye’de üreteceğiz. Bağışıklama programındaki öteki tüm aşılar Hıfzıssıhha’da üretilecek. 2028’de tüm aşılar yüzde 100 Türkiye’de üretiliyor olacak” dedi.
Bakan Koca, ender hastalıklar için Hücre ve Gen Terapisi Hastanesi’ni kuracaklarını, böylelikle en aktüel tedaviyi geliştirerek uygulayacaklarını, kent hastanelerinin akademik yapılanması için Sıhhat Akademisi kurma çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
“Kamudaki yatak kapasitemiz son 5 yılda yaklaşık 3 kat arttı”
Özel hastanelere ait tenkitlere de yanıt veren Koca, bu husustaki savların gerçeği yansıtmadığını, 2018’den bu yana özel hastanelerin hissesinin düştüğünü aktardı.
Koca, “2018 yılından evvelki 5 yılda toplam yatak kapasitesine baktığımızda kamuda yaklaşık 12 bin artış var. Özel bölüm ise 2018’den evvelki 5 yılda birebir halde 12 bin artmış. Yani tıpkı oranda artış olmuş. 2018 yılından sonraki 5 yıla baktığımızda kamu hastanelerinde 32 bin 281 artmış. Yani yaklaşık 3 kat. Özel bölüm ise 3 bin 747 artmış. Yani kamuya nazaran 9’da 1 oranında lakin artabilmiş” sözlerini kullandı.
Sağlıkta ıslahat gerçekleştirdiklerini söz eden Koca, ‘beyaz reform’ ismini verdikleri değişim ile tabiplerin kamuya geçişini sağladıklarını belirtti.
Doktorların yurt dışına gittiğine ait tenkitleri de yanıtlayan Koca, her geçen yıl yurt dışına giden tabip sayısının azaldığını vurguladı.
Bu yıl yurt dışına gitmek için 1321 tabibin âlâ hal dokümanı aldığını belirten Koca, emniyet kayıtlarına nazaran bunlardan 401’inin yurt dışına gittiğini tabir etti, son 37 günde bunlardan 80’e yakınının Türkiye’ye döndüğünü söyledi.
“Filistin’de bir insanlık dramı yaşanıyor”
İsrail’in Gazze’deki akınlarına da değinen Koca, şunları kaydetti:
Filistin’de bir insanlık dramı yaşanıyor. Lisanların sustuğu, kulakların tıkandığı, gözlerin kapatıldığı bir katliamla karşı karşıyayız. Hiç kimse ‘Katliam bizi ilgilendirmez’ diyemez. Ve hiç kimse fosfor bombaları atılırken sessizliğe bürünemez, uykusunun karanlığına çekilemez. Kayıtsızlık, sessizce zalimin safına geçmektir. İnsan olmanın gereği zalime karşı çıkmak, mazlumun yanında olmaktır. Toplumlar bu hali göstermektedir. Devletlerin çıkarları ile toplumların vicdanı ortasında onarılmaz bir çatlak var. Bomba sesleri ve çocuk çığlıkları insanlık için hem yıkım hem de uyanış manasına geliyor.
“Türkiye, vahşete en büyük itirazdır”
Koca, “Daha çok yara sarabiliriz. Bunun için taraflarla olan diyaloğumuzu canlı tutarak erişebildiğimiz kadar mazluma erişip onları tedavi etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
