Diyarbakır’da bulunan Pine kafesi, 15 Mayıs Kürt Dil Günü’nün ardından müşterilerine Kürtçe hizmet sunacağını açıkladıktan sonra sahibi Ramazan Şimşek polis tarafından gözaltına alındı. Şimşek’e Anayasa’nın 3. maddesini ihlal etmekle suçlandı ve sorgusunda Türkçeyi işyerinde yasaklama talimatını kimden aldığı soruldu. Şimşek, kafede Türkçe hizmet de sunduğunu belirterek amacının pozitif ayrımcılık yapmak olduğunu vurguladı.
Pine kafesi, Diyarbakır’ın Yenişehir İlçesi’nde bulunan Sanat Sokağı’nda hizmet vermeye başladı. Ancak kafenin Kürtçe hizmet vereceğini açıklamasının ardından sosyal medyada hedef haline geldi ve terör örgütü kurmakla suçlanarak gözaltına alındı. Şimşek, Çarşamba günü sabah saatlerinde kafeteryaya yapılan baskınla tutuklandı.
Şimşek’in avukatı Mehdi Özdemir eşliğinde yapılan sorguda, Şimşek’e Türkçeyi yasaklama talimatını kimden aldığı ve Anayasa’nın 3. maddesini ihlal etmesinin amacı soruldu. Şimşek suçlamaları reddederek işletmesinin çoğunlukla Kürtçe konuşan müşterilere hizmet verdiğini ve bu durumu dikkate alarak Kürtçe hizmet vermeye çalıştığını belirtti.
Diyarbakır’ın toplumunun çoğunluğunun Kürtçe konuştuğunu vurgulayan Şimşek, işletmesinde Türkçe konuştuğunda herhangi bir şikayette bulunulmadığını dile getirdi. Ayrıca kafede çalınan Kürtçe şarkılar ve müşterilerin söylediği şarkılar hakkında da açıklamalarda bulundu. Şimşek, şarkıların anonim olduğunu ve herhangi bir propaganda amacı taşımadığını belirtti.
Kafede bulunan kitaplar ve dergilerle ilgili olarak da konuşan Şimşek, bu yayınların dekor amaçlı olduğunu ve satışının söz konusu olmadığını ifade etti. Kitapların iş yerine bine yakın olduğunu ve her bir kitaptan bir ya da iki tane bulunduğunu belirtti.
Pine kafesinin sahibi Ramazan Şimşek, Anayasa’nın 3. maddesini ihlal etmekle suçlanmasına karşın suçlamaları reddederek Kürtçe hizmet verme amacını ve işletmesindeki müşteri profiline ilişkin açıklamalarda bulundu. Şimşek’in gözaltına alınması ve yaşanan gelişmeler, bölgede geniş yankı uyandırdı. Şimşek’in avukatı Mehdi Özdemir ise müvekkilinin suçsuz olduğunu ve hukuki sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.
Bu olay, Kürtçe hizmet veren işletmelerin karşılaşabileceği hukuki zorlukları ve toplumsal tepkileri de gündeme getirdi. Kültürel farklılıkların ve dil haklarının korunması konusundaki hassasiyetler, Türkiye’de çeşitli tartışmalara neden olmaya devam ediyor.
