Charlie Chaplin Aralık 1977’de dünyaya veda ettiğinde, çok az kişi onun isminin yalnızca birkaç hafta sonra yine manşetlere çıkacağını kestirim edebilirdi. Fakat Mart 1978’de iki tamirci, Kent Işıkları (City Lights) ve Altına Hamle (Gold Rush) üzere sinemaların yıldızını son derece ürkütücü bir nedenle yine ilgi odağı haline getirdi.
CESEDİNİ ÇALIP 600 BİN DOLAR FİDYE İSTEDİLER
Independent Türkçe’nin haberine nazaran; Hırsızlar gecenin bir yarısı Chaplin’in İsviçre’deki mezarına giderek tabutunu kazıp götürdü ve yıldızın ailesinden 600 bin dolar fidye talep etti.
Chaplin’in cesedinin ortadan kaybolması, 10 hafta süren global bir insan avına ve bir dizi spekülasyona yol açtı. Bunların ortasında Hitler hicvi Büyük Diktatör’e (The Great Dictator) öfkelenen Nazilerin onu almış olabileceği teorisi de yer alıyordu.
55 yıl evvel 17 Mayıs’ta, yıldızın tabutu Cenevre Gölü yakınlarındaki Corsier-sur-Vevey’de bulunan asıl mezarından 22 kilometre uzakta bir tarlada bulundu.
Polis, Chaplin ailesinin konut telefonunu dinledikten sonra hırsızların ve tabutun izini sürmüş, avukatları hırsızları oyalamak için daha küçük fidye ölçüleri üzerinde pazarlık yapmıştı.
Chaplin’in mezarının boş olduğunu birinci haber veren, Corsier-sur-Vevey’deki mezarcı olmuştu. Lastik izleri, son derece ağır meşe tabutu yerden nasıl kaldırdıklarını ve bekleyen bir kamyonete nasıl sürüklediklerini gösteriyordu.
CHAPLIN’İN EŞİ FİDYECİLERE PABUK BIRAKMADI
Mezarcı Etienne Buenzod, İsviçre’de bu türlü bir şey yaşandığına çok şaşırdığını söylemişti:
Bu mümkün değil. İtalya’da fidye için ceset çalıyorlar. İsviçre’de daha evvel hiç olmamıştı. Polisi aradım. Buna hala inanamıyordum. Ta ki tüm polisleri mezarın etrafında görene kadar.
O devirde Daily Mail’e konuşan Feuille d’Avis isimli mahallî gazetenin editörü Richard Panchaud, hırsızların kemikleri Avrupa’daki “Chaplin kalıntılarının fanatik koleksiyoncularına” satmayı ummuş olabileceklerine inandığını söylemişti.
Diğerleriyse yıldızın Britanyalı hayranlarının onu doğum yeri olan Britanya’da tekrar gömme umuduyla götürmüş olabileceklerine inanıyordu. Fakat gerçekte, soyguncular hırsızlıktan yalnızca para kazanmayı umuyordu.
Chaplin’in eşi Oona O’Neill, soyguncuların taleplerine meydan okumuştu:
Fidyeyi ödemeyeceğim. Charlie bunu çok saçma bulurdu. O cennette ve benim kalbimde. Dünyadaki kalıntıları kıymetli değil.
Komplonun beyni Wardas, Chaplin’in kalıntılarını çalmaktan dört buçuk yıl ağır mahpus cezasına çarptırılırken, Ganev’e 18 ay tecilli mahpus cezası verildi.
Wardas karar giymeden evvel duruşmada şunları söyledi:
Tabuta müdahale etmekten bilhassa rahatsızlık duymadım.
Chaplin’in naaşı bulunduktan sonra Corsier-sur-Vevey’de tekrar defnedildi, lakin bu defa aile hırsızları caydırmak için mezarı çimentoyla doldurmayı tercih etti.
Chaplin’in eşi Oona, kocasının tabutunun bulunmasına yardımcı olan 100’den fazla İsviçreli polis için şampanya ve havyar partisi verdi.
Chaplin, Aralık 1977’de 88 yaşındayken hayata veda etmişti. Cenazesine eşi ve yedi çocuğunun da ortalarında bulunduğu yaklaşık 300 kişi katılmıştı.
