Mükemmel nitelikleri bir dizi faktörden kaynaklanmaktadır. Her şeyden evvel bunlar, beyin dokusu ile kan ortasındaki bariyeri meselesiz bir biçimde aşabilecek kadar küçük olan moleküllerdir. İşte bu yüzden direkt beyin hücrelerine masraflar.
Kimyasal yapı, bu asidin hem suda hem de yağda meselesiz bir halde çözülmesini sağlar. Bu sayede beynin her alanında eşit derecede tesirlidir. Dahası, kendisini ve öteki birçok değerli antioksidanı muvaffakiyetle yeniler. Yardımı ile glukasyon, koenzim Q10, E ve C vitaminleri potansiyellerini hayli âlâ bir halde geri kazandırır.
Alfa lipoik asit, beyin için en büyük tehlikeyi oluşturan nitrojen radikallerini çarçabuk nötralize eder. Nitrik oksit dahil. Daha evvel bilim adamları öncelikle oksijen radikalleriyle savaşmaya çalışıyorlardı. Lakin son araştırmaların sonuçlarına nazaran öbür özgür radikallerin de olduğu ortaya çıktı. Beyin hücreleri için en tehlikeli olduğu ortaya çıkan nitrojen kümesine dahil olanlardır.Çoğu brokoli, ıspanak ve domateste bulunur.
Ayrıca alfa lipoik asit, mitokondrinin işleyişini mümkün olduğunca verimli hale getirir. Bu güç hücresel fabrikaları vakitle daha makûs çalışmaya başlar. Oksijen ve glikoz daha makus tüketilir, lakin hür radikaller daha büyük ölçülerde salınır.
Kaliforniya Üniversitesi’nde yürütülen laboratuvar deneylerinin gösterdiği üzere, alfa-lipoik asit, yaşlı farelerde mitokondri tarafından üretilen güç oranını yarıdan fazla azaltmayı başardı. Hayvanların aktivitesi genç akrabalarının düzeyine yükseldi.
Bu unsur tıpkı vakitte kan şekerini ve insülin düzeyini de düzenler. Şekerden ziyan gören ve glikasyonun son eserleri olan proteinlerin üretimini azaltır. Şeker hastalarının kanında büyük ölçülerde bulunurlar ve hastaların yaşlanmasını hızlandırırlar. Alfa lipoik asit felç riskini azaltır. Bu türlü bir durum meydana gelirse bu husus felaketin sonuçlarını azaltır ve düzgünleşme sürecini hızlandırır.
Laboratuvar deneylerinin gösterdiği üzere, bu asitle tedavi edilen hayvanlar felçten çok daha süratli kurtuldu. Araştırmacılar, yapay olarak sıçanlarda karotid arteri sıkarak nöbetler başlattılar ve böylelikle beyne oksijen ve kan erişimini kestiler.
Bu hastalığın ana sinsiliği, kan akışı yine sağlandığında, çok oksijenle doyurulmuş kanın beyne – reperfüzyona – çarpmasıdır. Bunun sonucunda birçok hür radikal oluşur. Bedene yerleşik antioksidan muhafaza, bu çeşit baskıyla baş edemez. Bu nedenle beyin hücreleri ölür ve sakatlığa neden olur; bazen süreksiz, lakin birden fazla vakit kalıcıdır. Kimi durumlarda bu durum hastanın vefatına yol açmaktadır.
Bilim adamlarının yaptığı deneylerde, toplam fare sayısının beşte dördü, uzmanların beyne oksijen tedarikini yine sağlamasının akabinde birinci gün içinde öldü. Beyne kan yoluyla olağan oksijen tedarikini geri getirmeden evvel, sıçanlara alfa-lipoik asit uygulanırsa, ortalarındaki vefat oranı dörtte bir oranında azalır. Hayatta kalan bireyler gözle görülür bir komplikasyon olmadan güzelleşmeyi başardılar.
Daha sonraki çalışmalar bu asidin hür radikallerin beynin zayıf bölgelerine ziyan vermesini önleyebildiğini göstermiştir. Bu ilacı almayan fareler modüllere ayrıldı ve hür radikallere bağlı olarak beyin hasarına sahip oldukları görüldü. Asitle tedavi edilen sıçanlarda bu türlü bir patolojiye rastlanmadı.
Başka hoş bonuslar da var. Alfa lipoik asit yaşa bağlı hafıza kaybını azaltır. Mannheim’daki Klinik Psikiyatri Enstitüsü’nde çalışan bilim insanları, bunu yaşlı fakat sağlıklı fareler için suya ekledi. Birebir insanlarda olduğu üzere hafızalarının da yaşla birlikte zayıfladığı biliniyor.
İlacı almaya başladıktan birkaç gün sonra denekler bir labirente yerleştirildi. Suda seyreltilmiş alfa-lipoik asit tüketen fareler, kendilerine verilen sorunu çok daha yeterli çözdüler. Bu nedenle bilim insanları bu asidin antioksidan özelliğinden ötürü beyin yaşlanmasını yavaşlattığına inanıyor.
İlginçtir ki hudut hücrelerinin ve temaslarının gelişimi üzerinde rastgele bir tesiri yoktur. Bu maddeyi aldıktan sonra hudut hücrelerinin zarlarındaki reseptörlerin yenilenmesi nedeniyle hafızanın sertleştiğine inanılmaktadır. Üstelik tam olarak beyindeki sinyal iletimini düzenleyenler.
Ancak alfa-lipoik asit genç hayvanlarda hafızayı geliştirmedi. Sonuçta hudut zincirini onarmak ve canlandırmakla meşgul. Ve bu sana rastgele bir harika güç vermez. İnsanların bildiği en güçlü antioksidan olmasına karşın.
