Cumhuriyet Gazetesi’nden Ali Can Polat’ın haberine nazaran yaklaşık 7 milyon minimum ücretlinin yanı sıra benzeri artırım oranlarından ötürü 20 milyon fiyatlı çalışanın gözü kulağı Minimum Fiyat Tespit Komisyonu’nda. Minimum fiyatın açıklanacağı tarihle ilgili dün AKP Küme Başkanvekili Muhammed Emin Akbaşoğlu tarafından cuma günü işaret edildi. İş etrafları 17 bin TL’nin çok yüksek olacağını savunarak tekrar bölgesel fiyat talep etti. Sendikalar ise buna karşı.
İTO LİDERİ’NDEN BÖLGESEL MİNİMUM FİYAT ÖNERİSİ
Hemen her minimum fiyat görüşmelerinde dillendirilen teklif bu kere 700 binden fazla üyesi bulunan İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Lideri Şekip Avdagiç’ten geldi.
Avdagiç, “Asgari fiyat, bölgesel olarak değerlendirilip belirlenebilir. İstanbul’daki minimum fiyatla, teşvikle ilgili 6’ncı bölge kapsamındaki vilayetlerdeki taban fiyatın birebir olmaması gerekiyor. Gelişmiş vilayetlerde biraz daha yüksek, gelişmekte olan vilayetlerde görece bunun altında bir skalayla belirlenmesi yarar sağlayacaktır” dedi.
Avdagiç, minimum fiyatla birlikte iş dünyasının ehemmiyetle üzerinde durduğu bir mevzunun ise gelir vergisi dilimlerinin güncellenmesi gereksinimi olduğunu tabir etti.
DİSK LİDERİ: BU TEKLİF SORUNU ÇÖZMEZ
Avdagiç’in teklifini pahalandıran Devrimci Personel Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Lideri Dilek Çerkezoğlu ise bu teklifin sorunu çözmeyip bilakis derinleştireceğini söyledi.
Türkiye’nin artırım oranı ve bölgesel minimum fiyatı tartışmaktan evvel minimum ücretliler toplumu olmaktan kurtulması gerektiğini söyleyen Çerkezoğlu, “İstediğiniz kadar yüksek artırım yapın birkaç ay sonra açlık sonunun altında kalıyor. Tartışılması gereken bahis, minimum fiyatın ortalama fiyat haline gelmesi ve eşit bölüşüm bahsidir. Emeğin ulusal gelirden aldığı hisse eriyor, Cumhuriyet tarihinin en makûs dönemindeyiz” dedi.
“TÜRKİYE’DEKİ TABAN FİYAT 10 YILDA ERİDİ”
İş dünyasında minimum fiyat artırımı devrinde için sık sık dillendirilen “Rekabetçiliğimizi kaybederiz” söylemi de yeniliğini koruyor. Bu yıl da emek ağır bölümlerde 600 dolar olan taban fiyat nedeniyle üretimin 250 dolarlık taban fiyatın olduğu Mısır üzere ülkelere kaydığı konuşuluyor. Bu mevzuyu pahalandıran Çerkezoğlu ise “10 yıl evvel Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri ortasında taban fiyat sıralaması yapıldığında, Türkiye’den düşük minimum fiyat veren 12 ülke vardı. Bugün yalnızca 2 ülke kaldı. Türkiye’deki minimum fiyat 10 yılda eridi. Hala asgariyle rekabeti bağdaştırmanın akılla bilimle açıklanacak bir istikameti yok. Neyi nasıl üreteceğimize ve nasıl bölüşeceğimize birlikte karar vereceğimiz bir demokrasiye muhtaçlığımız var” diye konuştu.
“‘ENFLASYON-KUR’ ZORLUYOR”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Hazır Giysi ve Konfeksiyon Sanayii Meclis Lideri Gurur Fayat da daldaki “Asgari 500-600 doları geçmesin rekabet edemeyiz” telaffuzlarını kıymetlendirdi.
Türkiye’nin içinde bulunduğu iktisatta çalışanların büyük geçim badiresi çektiğini belirten Fayat, şunları söyledi:
“İnsanlara bin dolar versek de geçinemezler. Bunun farkındayız. Biz emekçiye şu kadarın üstünü vermeyin demiyoruz. Biz bozulan enflasyon ve kur devülasyonu sebebiyle artan maliyetlerin üretimi ülkeden kaçırdığını münasebetiyle ihracat ve istihdamı düşürdüğünü söylüyoruz. Yalnızca dokuma de değil hizmet bölümü de fiyat tutturamıyor artık. Bizi minimum fiyat artışı değil kurun bastırılması zorluyor. Olay minimum fiyat değil, yapısal sıkıntılar var. Biz çip ya da telefon üretmiyoruz. Yüksek teknoloji üreten orta gelir tuzağından çıkmış mahir eğitimli insanların olduğu bir ülke değiliz. Keşke biz hazır giyside hiç olmasak da diğerlerinden alsak insanlarımız yüksek teknoloji eserler üretse 2 bin dolar minimum fiyat ödense.”
