Weiler, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve memleketler arası yatırımcıların Türkiye’ye yaklaşımına ait soruları yanıtladı.
Geçen yıl yapılan seçimlerden bu yana piyasaların Türkiye’ye yaklaşımında değerli bir değişim gördüklerini lisana getiren Weiler, yeni iktisat idaresinin siyaset değişikliğine güvenilirlik kazandırdığını tabir etti.
Weiler, seçimden bu yana çok sayıda gelişme ve iyimserliğin hali hazırda fiyatlandığını ve Türkiye’nin kredi derecesinin B olmasına rağmen son devir performansının BB kredi derecesiyle karşılaştırılabilecek kadar olduğunu vurgulayarak, “Piyasa hali hazırda not artışlarını fiyatlıyor ve bekliyor.” dedi.
Türkiye’nin makroekonomi siyasetlerindeki değişiklikler öncesinde yabancı yatırımların değerli bir kısmının çıktığına işaret eden Weiler, “Uluslararası yatırımcı topluluğunun büyük bir kısmı Türkiye ile yine ilgileniyor. Yani dalganın değiştiğini görüyoruz lakin bu, tüm yatırımcıların geri döndüğü manasına gelmiyor.” diye konuştu.
Weiler, kaynaklarını Türkiye’ye ayırmak ve kendilerini rahat hissetmek için daha fazla vakte gereksinimleri olduğunu düşünen yatırımcılar bulunduğunun ve yatırımcıların netlik istediğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“New York’ta bu ay Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) için 150’den fazla yatırımcının katıldığı bir seminerimiz oldu. Bakan Mehmet Şimşek ve Lider Hafize Gaye Erkan, burada yaptıkları değişikliklerin tesirini ve öteki ne üzere değişiklikler beklenebileceğini yatırımcılarla paylaştı. Bu açıdan, siyasetteki değişikliklerin tesirinin şu ana kadar güçlü olduğunu söyleyebilirim.”
“TÜRKİYE’DE TÜM TAHVİL İHRAÇLARI İÇİN REKOR BİR YIL ÖNGÖRÜYORUZ”
Weiler, TCMB’nin, enflasyonla uğraş konusunda piyasaya verdiği rehberliğe devam etmesi gerektiğini ve bu durumun da faiz artışını sürdürmek manasına gelebileceğini söz ederek, “Piyasa faizde doruğa yaklaşıldığını düşünüyor fakat yarın için artış beklentisi de var.” dedi.
Türkiye’de enflasyonun yüzde 60’ın üzerinde ve faizin yüzde 42,5 düzeyinde olduğunu anımsatan Weiler, daha fazla yatırımcı girişi olması için müspet bir gerçek oran getirisi sağlanması gerektiğini lisana getirdi.
Weiler, bu mevzuda kimi ilerlemeler olsa da hala kademe kaydedilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Ancak Türkiye iktisadı için gidişat hayli olumlu görünüyor ve biz çok iyimseriz. Şirketler ve devlet dahil olmak üzere Türkiye’de tüm tahvil ihraçları için rekor bir yıl öngörüyoruz. Bir evvelki rekor düzey 20 milyar dolardı, geçen yıl ise 17 milyar dolar olmuştu. Resmi bir şey yok lakin şahsî görüşüm olarak, bu yıl 25 milyar doların üzerinde bir tahvil ihraç büyüklüğü bekliyorum.”
“BU YIL DAHA FAZLA NOT ARTIRIMI BEKLİYORUZ”
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi ve not görünümüne ait son periyottaki güncellemelerine ait görüşlerini de paylaşan Weiler, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye’nin görünümü son olarak Moody’s tarafından yükseltildi. Türkiye’nin temellerine ve kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına baktığımızda, bu yıl not artırımı için güçlü bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz. JP Morgan olarak, bu yıl daha fazla not artırımı bekliyoruz. Lakin Türkiye’nin şu anda tek B olarak derecelendirildiği göz önüne alındığında, yatırım yapılabilir kredi notuna dönmesi biraz vakit alacaktır.”
Yaklaşık 8 trilyon dolarla dünyanın en büyük ikinci varlık yöneticisi olan Vanguard’ın Gelişmekte Olan Piyasalar Faal Sabit Gelir Global Eş Lideri Nick Eisinger, geçen hafta AA muhabirine yaptığı açıklamada, portföylerinde her vakit Türk devlet tahvili bulundurduklarını lisana getirerek, “TCMB’nin faiz siyasetindeki atakları, gelecekteki enflasyon patikası ve Türk devletinin lokal tahvillerinin yabancı yatırımcılarda çok az bulunduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, yakın vakitte TL cinsinden devlet tahvilleriyle ilgilenmeye karar verdik.” sözünü kullanmıştı.
Uluslararası basında yer alan haberlerde, ABD’li yatırım idaresi şirketi PIMCO’nun, siyaset değişikliğinin de tesiriyle geçen yılın ikinci yarısından itibaren TL cinsinden tahvil aldığı belirtilmişti.
patronlardunyasi.com
