Kürşat Güçlü, bugün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Zorlu, şunları söyledi:
“Emeklilerin kendilerinin yılı olan 2024’e nasıl girdiklerine bir bakalım. Geçen yıl 7 bin 500 TL ile geçinemediğinden sıkıntı yanan emeklilerin aylığı 10 bin TL’ye çıktı ve gerçekleşen artış oranı yüzde 33,3 meğer bu yıl enflasyon yüzde 64,8. Pekala bu yıl Mayıs- Haziran üzere hangi seviyeye çıkacak enflasyon? Yüzde 70’in üzerine. O vakit çok kolay bir matematik yapalım. Yüzde 33,3 artış oranı yüzde 65’ten yahut yüzde 75’ten küçük mü, değil mi? Demek ki emekliler enflasyona ezilerek girdiği 2024’e bu sonuca rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Sayın Erdoğan’ın emeklilere birinci muştusunun de aslı budur. Sayıları eğip bükmeye, gündemi değiştirmeye çalışsalar da gerçekler budur. Sayın Cumhurbaşkanı’nın emekliler yılı ilan ettiği 2024 yılı emeklinin maaşıyla konut kirasını, faturalarınıödeyemediği ikinci bir işte çalıştığı yokluk ve açlıkla çaba ettiği bir utanç yılı olarak maalesef başlamıştır.
2024 bütçesinde Cumhurbaşkanı’na yıllık maaş ödeneği olarak 2,2 milyon TL ayrıldı. Günde 18 bin TL en düşük emekli maaşından bahsediyoruz. Bu maaş bir yana Cumhurbaşkanlığı kurumunun kendisine ayrılan bütçeye pek sadık kalmama üzere bir özelliği de var. Cumhurbaşkanlığına 8 programda ödenek tahsis edildiğini biliyoruz. En büyük iki kalem Cumhurbaşkanlığı ile dış siyaset programları. Haydi dış siyaset için bir şey demeyelim… Elbette Cumhurbaşkanı dış temsil yapacak anlayışıyla bunu yorumlayalım. Cumhurbaşkanlığı programı ismi altında yapılan harcamalar kurumun kendi çarklarınıçevirmesi için gereken harcamalar temelinde.
BU KADAR MAL VE HİZMET ALIMINA ŞİRKET OLSANIZ İFLAS EDERSİNİZ
Cumhurbaşkanlığı programına 13 milyar TL para harcanacak bu sene. İşte kendisine ayrılan bütçenin yarısını mal ve hizmet alımına ayıracağı kestirim edilirken, çalışan başına bu kadar mal ve hizmet alımına şirket olsanız iflas edersiniz. Fakat Cumhurbaşkanlığı bu, iflas etmez elbette. Prestijden da tasarruf etmez, etmiyorlar da. Pekala emekli nasıl yaşasın bu aylıkla? Birileri Cumhurbaşkanına tahminen çay simit hesabı yaptı diye de düşünmüyor değiliz. Bir simit 10 TL. Bir çay 15 TL, bir öğün 25 TL. Üç öğün de 75 TL, ayda 2 bin 250 TL. 4 kişilik bir hane için 9 bin TL’lik sayıya ulaşılıyor. Sanki bu türlü mi dediler Sayın Cumhurbaşkanı’na. Sayın Erdoğan da artık simit hesabı değil, manda yoğurdu kestane balı hesabı yapıyor desek yersiz bir tabir olmaz.
GEREĞİNİ YAPIN
Bugünkü ağır meselelerin merkezinde bu kurumların prestijinin yerle bir edilmesi yatmaktadır. Bir Merkez Bankası Lideri düşünün ki makro iktisatla para siyaseti ile ilgili telaffuzlarından çok aile hayatıyla ve magazin hususlarıyla ilgili ön plana çıkıyor. Bir Merkez Bankası Lideri düşünün ki ülkede enflasyon ataleti konuşulurken kendisi kendi işi olamamasına karşın Amerika
Ülkeyi düştüğü enflasyon kuyusundan çıkaracak siyasetleri uygulayacak ana aktörlerden biri olan Merkez Bankası Başkanı’nı seçerken hiç mi yanlışsız düzgün bir araştırma yapmadınız. Son tezlerin akabinde artık Merkez Bankası Lideri’nin asıl işinden uzaklaştığı ve artık Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası’nın ahenk sorunu yaşadığı anlaşılmaktadır… Biz buradan siyasi iktidarı uyarıyoruz, her şey daha da içinden çıkılmaz bir hal almadan gereğini yapın ve ülkemizin prestijini kurtarın. DÜZGÜN Parti olarak beklentimiz de Hafize Gaye Erkan ve ailesine yönelik tezlere olarak milletimizin derhal aydınlatılması ve onun akabinde gereğinin yapılmasıdır.
ÜLKENİN EN ÇOK İTİMAT DUYULMASI GEREKEN KURULUŞU DEDİKODU ÜRETİM MERKEZİ HALİNE GETİRİLMİŞTİR
Bir defa daha görülüyor ki siyasi gücün bir şahısta toplanmasında kurumlarda da güç zehirlenmesi inanılmaz noktalara geliyor. Cumhuriyet tarihi boyunca atana yahut vazifeden alınan Merkez Bankası liderlerinin yaklaşık 3’te 1’i bu hükümetler periyoduna tekabül ediyor. Bu açık bir idare beceriksizliği. Ülkenin en çok itimat duyulması gereken güzide kuruluşu gelinen durumda bir dedikodu üretim merkezi haline getirilmiştir. Yaşanan bu olaylar bize gösteriyor ki siyasi iktidar, liyakatli atama yapma mesuliyetini burada da yerine getirememiş
POLİTİKASIZLIĞIN MAĞDURU ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLER
Mevcut siyasi iktidar günü kurtarma siyasetini ileri noktalara götürmüş, seçimlere en yakın vakitte adımlar atma kanısıyla oy avcılığını aleni bir noktaya çıkarmıştır. Bu siyasetsizliğin mağdurlarından biri de atama bekleyen öğretmenlerdir. Yüz binlerce öğretmen ve onların aileleri her hafta ekranlara dikkat kesilip, hükümetten gelecek atama takvimini beklemektedir… En başından bu yana savunduğumuz üzere açıklanacak atama sayısının yüz binden az olmaması gerekiyor. Biriken branşlara nazaran burada adil bir dağılım yapılmak zorunda. Öte yandan öğretmenler bir de mülakat kabusu ile baş başalar… ÂLÂ Parti olarak bir sefer daha sizi uyarıyoruz, atama takvimini ve en az yüz bin atamayı derhal açıklayın. Seçime yakın yapalım da oylara tesiri olsun diye bekliyorsanız hiç boşuna uğraşmayın zira samimiyet ve itimat testinde çoktan sınıfta kaldınız… Eğitim sisteminin bir öteki kanayan yarası, özel okulların içinde bulunduğu çıkmazdır. Özel okulların 2024, 2025 yılı için istemiş oldukları, kayıt, servis, kıyafet ve eğitim ismi altındaki fiyatlarında bir evvelki yıla nazaran yüzde 200’e varan artışlar olduğu son günlerde kamuoyuna yansıyor… Özel okullarıöğretmenlerinin maaşlarının resmi devlet okullarından düşük olması aslında 2014 yılında 6528 sayılı kanunda yapılan değişiklikle sağlanmıştır.”
“MERKEZ BANKASININ BİR DAKİKA BİLE MİSYONUNDA DURMAMASIDIR”
Zorlu basın açıklamasının akabinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Merkez Bankası Lideri Hafize Gaye Erkan’ın açıklamalarını “tatmin edici” bulmadıklarını söyleyen Güçlü, “Yani aslında bugün olanlar gitmekte olduğumuz yerin bir habercisiydi. Merkez Bankası şayet bugün fonksiyonunu yitirirse, uzaklaşırsa ve o kadar dış yatırımcıya, yabancı yatırımcıya muhtaçlık duyduğumuz bu türlü bir periyotta, istikrarını ve ciddiyetini sürdüremezse bu en başta bizlerin, vatandaşlarımızın bu ekonomik darboğazının derinleşmesine sebep olacaktır. Bu manada bu dertle şayet milletimizi bu argümanlar karşısında tatmin edici bir karşılıkla aydınlatamıyorsanız o vakit gereği dediğimiz tabir o Merkez Bankası Başkanı’nın bir dakika bile vazifesinde durmamasıdır” dedi.
“KAYMAKAMIMIZA KULP TAKMAYA KALKANLAR, ATATÜRK’ÜN İSMİNİ HUTBELERDE ANMAK İSTEMEYENLERE, TEK BİR ŞEY SÖYLEYEBİLDİLER Mİ?”
Diyarbakır Kulp’ta Kaymakam’ın bir cami imamını darp ettiği savlarına ait de şunları söyledi:
“BİRKAÇ GÜN İÇERİSİNDE ANKARA VE İSTANBUL ADAYIMIZI AÇIKLAYACAĞIZ”
İYİ Parti’nin İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Lideri adaylarına ait “son durum nedir” sorusuna da, “Biz şu ana kadar 12 büyükşehir, 17 vilayet, 175 ilçe ve 20 belde adaylarımızı açıklamış bulunuyoruz. Tek başına girme kararımızın akabinde -benim bu sözüm çok değerli, adeta o denli görüyorum- Buz kırıldı yol açıldı. Artık GÜZEL Parti’nin önünün açıldığını ve milletimizin bizim bu kararlılığımızı samimiyetimizi hissederek bizimle birlikte bu uğraşa gerçek ilerlediğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Ankara ve İstanbul’a gelince son kademeye gelindi. İkinci büyükşehrimiz konusunda da neredeyse çalışmalar tamamlandı. Öncelikle çok kısa bir müddet içerisinde birkaç gün sürebilir tahminen, Ankara adayımızı milletimizin takdirine sunacağız. Sonra da İstanbul adayımızı açıklayacağız” yanıtını verdi.
