14 Nisan 2024 tarihinde, İran’ın İsrail’e balistik füze ve İHA gönderdiği gece sonrası Adana İncirlik Üssü’ne iki B-1B uçağının inişi herkesi şaşırtmıştı. Ardından Türk F-16’larla birlikte havalanan bu uçaklar, Türk hava sahasında iki gün boyunca eğitim uçuşları gerçekleştirdi. Bu tatbikatın resmi tanımı “Havada Yakıt İkmali ve Müşterek Taarruz Kontrolör Eğitimleri” olarak kaydedildi.
Uçtukları bölge, Suriye, Irak ve İran sınırlarına yakın bir bölgeydi. İncirlik Üssü’nden havalanan B-1B uçakları, ABD Hava Kuvvetleri’ne ait uzun menzilli stratejik bombardıman uçaklarıydı. Tatbikat sırasında kullanılan “havada ikmal” ve “taarruz” kelimeleri, uçakların gerçekleştirdiği eğitimlerin doğasını açıkça gösteriyordu.
Bu tatbikatın, İran’ın Türkiye sınırına yönelik saldırısından sadece 24 saat sonra gerçekleşmesi dikkat çekiciydi. Zamanlama konusunda planlı bir eğitim mi yoksa tesadüfi bir durum mu olduğu belirsizdi. Ancak bu eğitimin, belirli bir mesajı iletmek amacıyla gerçekleştirildiği düşünülüyordu.
Bu bilgiler, Milli Savunma Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yapılan “Haftalık Basın Bilgilendirme” toplantısında Tuğamiral Zeki Aktürk tarafından paylaşıldı. Tatbikatın dünya genelinde duyulmasının istenmesi, şeffaflık mı yoksa başka bir mesaj mı içerdiği konusunda spekülasyonlara neden oldu.
Bu olaylar, Türk-Yunan ilişkilerinde de ilginç gelişmelere sebep oldu. Türk ve Yunan komutanların karşılıklı ziyaretleri ve önümüzdeki günlerde gerçekleşecek toplantılar, iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüşüm yaşanabileceğine işaret ediyordu.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Orta Doğu ile ilişkilerinde Batı eksenine dönüş sinyalleri vermesi ve ülke güvenliğini öncelikli hale getirmesi önemliydi. Ancak, iç politika ve ideolojik saplantılar konusunda dikkatli olunması gerektiği de belirtiliyordu. Bu gelişmeler, ülke menfaatleri doğrultusunda rasyonel kararlar alınması gerektiğini vurguluyordu.