Aydın Doğan Ödülü, Türkiye’nin en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilirken, son ödül töreninde verilen ödül Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’ye takdim edildi. Bu ödül, Türkiye’nin yaşayan en büyük felsefecisine ve insan hakları savunucusuna verilerek, en yanlış zamanda en doğru kişiye verilen bir ödül olarak nitelendirildi.
Prof. Dr. Kuçuradi, hayatını felsefe öğretimi ve insan hakları mücadelesi ile geçirmiş bir akademisyen olarak bilinir. Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’deki insan hakları alanında büyük çaba harcamış ve devletin içine insan hakları anlayışını yerleştiren isimlerden biri olmuştur. Ancak, verilen ödülün ardından Türkiye’nin insan hakları sicilinin ne durumda olduğu da sorgulanmış ve bu durum bir hüsran olarak nitelendirilmiştir.
İoanna Kuçuradi’nin hayatı, bir Kafka kahramanının çabası gibi anlatılmıştır. Ödül töreninde alınan ödül, kaybedilmiş bir mücadelenin kazanan savaşçısına verilen bir ödül olarak yorumlanmıştır. Prof. Kuçuradi’nin yaşamı ve felsefi bakış açısı, ödül töreninde de yansıtılmış ve hak ettiği değeri bulmuştur.
Ödül töreninde yapılan konuşmalar, Prof. Kuçuradi’nin yaşamına ve felsefi görüşlerine dair önemli ipuçları vermiştir. Hoca, insan hakları ve değerler konusundaki net duruşuyla dikkat çekmiş ve felsefi bakış açısını ödül töreninde de sergilemiştir.
Sonuç olarak, Aydın Doğan Ödülü’nün Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’ye verilmesi, Türk düşünce hayatının önemli bir dönemecinde gerçekleşmiş önemli bir olay olarak nitelendirilebilir. Kuçuradi’nin felsefi ve insan hakları alanındaki katkıları, ödül töreninde hak ettiği değeri bulmuş ve geleceğe umutla bakmayı sürdürmüştür. Bu ödül, hem Türkiye’nin insan hakları sicilini sorgulatan bir durumu yansıtmış, hem de yaşamı boyunca insan hakları ve felsefe konusundaki çabalarını sürdüren bir isme verilerek önemli bir mesaj vermiştir.