Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Ulusal Güvenlik Konseyi’nin toplantısı sona erdi.
3 saat 45 dakika süren MGK sonrası 9 unsurluk bildiri yayımlandı. Bildiride “Türkiye’nin kararlılıkla uyguladığı ulusal güvenlik siyasetinin, proje terör örgütleri üzerinden kurgulanan planlarla akamete uğratılamayacağının altı çizilmiştir” tabirleri yer aldı.
9 UNSURLUK MGK BİLDİRİSİ
İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şu tabirler yer aldı:
Millî Güvenlik Konseyi, 25 Ocak 2024 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanmıştır.
Toplantıda;
1. Türkiye Yüzyılı’nda, Türkiye ekseni çerçevesinde; ulusal güvenliğimiz bakımından ehemmiyet arz eden siyasi, askerî ve iktisadi gelişmeler değerlendirilmiş; 2024 yılında karşı karşıya kalınması beklenen sorunlar ile bu çerçevede yürütülecek faaliyetler ve alınacak önlemler müzakere edilmiştir.
2. Terör örgütleri PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ VE DEAŞ başta olmak üzere ulusal birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve muvaffakiyetle gerçekleştirilen operasyonlar hakkında heyete bilgi sunulmuştur.
3. Türkiye’nin kararlılıkla uyguladığı ulusal güvenlik siyasetinin, proje terör örgütleri üzerinden kurgulanan planlarla akamete uğratılamayacağının altı çizilmiştir. Ülkemiz için tehdit teşkil eden tüm terör örgütlerini ve uzantılarını, milletlerarası hukuktan kaynaklanan haklarımız çerçevesinde vakit ve yer ayrımı gözetmeksizin amaç almaya devam edeceğimiz bir sefer daha hatırlatılmıştır. Huzurumuzu bozmaya niyet edenleri sonlarımıza dahi yaklaştırmayarak bertaraf eden Türk Silahlı Kuvvetleri, güvenlik güçleri ve istihbarat ünitelerimizin bu uğraştaki en büyük desteğinin, aziz milletimizden aldıkları sarsılmaz dayanak olduğu vurgulanmıştır.
4. Komşumuz Irak ile artan temaslarımızın, terör örgütleriyle çabada atılacak somut adımlar başta olmak üzere müşterek coğrafyamızda huzurun sağlanmasına yönelik çabaları tahkim ettiği tabir edilmiş; bölgemizdeki tüm ülkelerin refahını teminat altına alacak olan kalıcı barış ve istikrarın lakin terörden arındırılmış bir güvenlik ortamının tesis edilmesiyle mümkün olabileceği değerlendirilmiştir.
5. İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamları sürdürmesinin, bölgedeki barış ve güvenlik ortamıyla hassas dengelerin telafisi mümkün olmayacak halde bozulmasına ve çatışmaların yayılmasına sebep olacağı kaydedilmiştir. Bir defa daha müşahede edildiği üzere, Gazze’de işlenen insanlık hatalarına pürüz olamayan mevcut memleketler arası sistemin başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm kurumları ve kurallarıyla hakkaniyeti temel alarak ıslah edilmesinin, global barış ve istikrarın sağlanması bakımından aciliyet arz ettiği belirtilmiştir. Türkiye’nin; Gazze’de akan kanın durdurulması, insani yardımların kesintisiz ve manisiz ulaştırılması, 1967 sonları temelinde adil ve kalıcı barışın sağlanması ve memleketler arası sistemin reforme edilmesiyle ilgili ısrarlı ve kararlı tavrını sürdüreceği söz edilmiştir.
6. Kızıldeniz’deki son gelişmeler değerlendirilmiş; Filistin probleminin yansımalarını da ihtiva eden ve global istikrara yönelik negatif etkileri bulunan mevcut durumun bir an önce tahlile kavuşturulmasının değerine dikkat çekilmiştir.
7. Libya, Somali ve Sudan’daki durum ile olası gelişmeler ele alınmış; Türkiye’nin dost ve kardeş ülkelerin toprak bütünlüğünü destekleyerek mevcut sıkıntıların tahliline yönelik uğraşlarını ilgili taraflarla temas hâlinde sürdüreceği belirtilmiştir.
8. Bölgesel ve global riskleri artıran Rusya-Ukrayna Savaşı’nın acil bir ateşkes ve kalıcı barışın tesisiyle sona ermesinin kıymetine işaret edilmiş; Türkiye’nin mevcut riskleri bertaraf etmeyi amaçlayan yaklaşım ve uygulamalarını Montrö rejimi çerçevesinde titizlikle sürdürerek Karadeniz’de barış ve istikrarın hâkim olmasına yönelik uğraşlarını gerek besin güvenliği bağlamındaki teşebbüsler gerekse Karadeniz mayın karşı önlem vazife kümesi üzere uygulamalarla koruma edeceği söz edilmiştir.
9. Ulusal güvenliğimize temel teşkil eden konulardan biri olan savunma sanayiindeki başarılarımızın yanı sıra uzayda attığımız adımlarla taçlandırılan bilim ve teknolojideki atılımlarımızın, yarınların teminatı olan çocuklarımızın hayalleri, gençlerimizin azmi ve ülkemizin yüksek potansiyelinden istifade edilerek kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanmıştır.
