Sözcü’den Ali Selim Yamanlı’nın haberine nazaran, İstanbul’da Kennedy Caddesi, Avrasya Tüneli çıkışı Zeytinburnu istikametinde 30 Kasım Perşembe günü öğle saatlerinde meydana gelen kazada Yunus Emre Göçer’in (38) kullandığı motosiklete, Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’un kullandığı 06 CD 4581 plakalı araba geriden çarpmış, çarpmanın tesiri ile yola savrulan Göçer, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede 6 Aralık tarihinde hayatını kaybetmişti. Göçer, Maltepe Gülsuyu Mahallesi’nde bulunan cemevindeki cenaze merasiminden sonra Başıbüyük Mezarlığı’nda toprağa verilmişti.
İki farklı soruşturma kapsamında savcılığa söz veren Yunus Emre Göçer’in eşi Öznür Göçer, kaza tespit tutanağı tutan polislerden, nöbetçi savcıdan ve Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’dan şikayetçi oldu.
“BÜTÜN MOTOR EKİPMANLARI TAMDI”
Yunus Emre Göçer’in kaskını meskende takarak çıktığını söz eden Öznur Göçer, “Eşim bu mesleği özel çocuğum için seçmiştir. Genel olarak saat 12.00 civarında işe gitmekteydi. Eşim genelde kaskını meskende takarak çıkardı. Zira kaskın içinde telefonuyla temaslı olan irtibat aracı intercom vardı. Ayrıyeten eşimin kaskı dört tarafından tam muhafazalı bir kasktı. Bütün motor ekipmanları tamdı. Motosikletine de kendine de yaşama da çok düşkün bir insandı. Her şeyi kuralına nazaran yaşanması gerektiğine inanıyordu. Trafik kurallarına uyan biriydi. Olay günü eşim dizliklerini takarak motorcu ayakkabısını, montunu ve bonesiyle kaskını takarak çıkmıştı” diye tabir etti.
“DURUMUNDA HİÇBİR DÜZGÜNLEŞME OLMADI”
Öznur Göçer, eşinin kaza haberini aldığını, durumun önemli olduğunu öğrenince hastaneye gittiğini, hastanede yüz kişilik motokurye takımıyla karşılaştığını, eşini kırmızı alanda görmesiyle yere yığıldığını anlattı. Göçer, eşinin hastaneye geldiğinde zati ölmüş vaziyette olduğunu duyduğunu belirterek eşinin tüm darbeyi başından aldığını, 7 saat yarı entübe halinde o alanda beklediğini, sonra rica ve uğraşları sonucu eşinin ağır bakıma alındığını söyledi. Diğer bir hastaneye naklini teklif ettiğini de söyleyen Göçer, “Bana başı çok zedelendiği için, 6 kırık olduğunu direkt beynin ziyan gördüğünü, beyninde iç kanama olduğunu, bu sebeple hareket ettiremeyeceklerini söylediler. Ağır bakımda geçen 6 günün sonunda eşim vefat etti. Eşimin durumunda hiçbir düzgünleşme yoktu. Aslında kritik diyorlardı” dedi.
“ARAÇ ŞOFÖRÜNDEN ŞİKAYETÇİYİM”
Ölümünden üç gün evvel nöbetçi tabipten eşinin makineye bağlı yaşadığını, geldiğinden beri şuurunun yerinde olmadığını, bütün organlarının çalışmadığını, beyin işlevlerinin çalışmadığını bilgisi aldığını belirten Göçer, “O vakit siz hiçbir şey yapmıyorsunuz diye reaksiyon gösterdiğimde, hekim bana eşimin ağzında bulunan hortumu göstererek ‘Bunu bir çıkartayım, bakın, asıl biz yaşatıyoruz bunu. Yurtdışına da götürseniz bu bir meyyit. Bizim sayemizde şu anda organları çalışıyor’ dedi. Bu süreçte eşimden idrar geliyordu, göz şişleri inmişti, baş bandajlarını çıkarmışlardı. Beden ateşle reaksiyon göstermişti. Ben eşimi sonraki süreçlerde çok yeterli görmüştüm. Eşimin tedavisinde ihmal olduğunu düşünüyorum. Eşimi 6 gün sonra Nükleer Tıp diye bir sinemaya götürdüler. Bu detaylı beyin görüntülemeye ait bir sinemaydı. Sinemadan geldikten sonra tabip bize yapacak bir şey yok beyin vefatı gerçekleşti’ dedi. O günün gecesinde eşimin mevt haberi geldi. Olay nedeniyle karşı taraf araç şoföründen şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum. Gereken neyse yapılmasını istiyorum. Bu kaza sonucunda mağdur olduk. Özel durumda olan çocuğum ve genç kızımla birlikte tek başımıza kaldık. Tek çalışan eşimdi. Mesken hanımı olduğum için farklı bir gelir kaynağım yoktur. Çok mağdur olduk” sözlerini kullandı.
“KAZA TESPİT TUTANAĞINI TUTAN POLİSLERDEN ŞİKAYETÇİYİM”
Öznur Göçer, ayrıyeten olay yerinde kaza raporu tutan polis memurları hakkında yürütülen soruşturma kapsamında da tabir verdi. Göçer, kusurlu olarak gösteren polis memurlarından şikayetçi olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Eşim Yunus Emre Göçer’in 30 Kasım 2023 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucunda 6 aralık 2023 tarihinde vefatına ait öncelikle eşimi kaza tespit tutanağında kusurlu olarak gösteren polis memurlarından şikayetçiyim. Ayrıyeten toplumsal medyada bahsi geçen eşimin intihar ettiği argümanı ile alakalı tarafım şahsen telefon ile aranmamıştır. Bu intihar telaffuzlarını hastane önüne gelen 2 polis memuru, orada bulunan eşimin motokurye arkadaşlarına söylemişlerdir. O alanda ben de vardım lakin yoğunluktan ve sakinleştiricinin tesiri altında olduğumdan bu polis memurlarını göremedim. Bu polis memurları olay yerinde de bulunan polis memurlarıymış. Ben bunları en başından beri olay yerinde olan Yunus Emre’nin arkadaşlarından duydum. Bu bireylerin kim olduklarını ve ne söylediklerini tam olarak bu arkadaşlarımız bilebilir. Bu telaffuzları duyan, birebir şahit olan eşim Yunus Emre Göçer’in arkadaşlarının isimlerini avukatım vasıtası ile bu soruşturma evrakına bildireceğim”
“EŞİMİN İNTİHAR ETME ÜZERE BİR DURUMU KELAM KONUSU DEĞİL”
Motokurye Yunus Emre Göçer’in intihar etmesinin kelam konusu olmadığını tabir eden Öznür Göçer, “Benim eşimin intihar etme üzere bir durumu kelam konusu değildir. Çocuğumun özel durumundan ötürü kendisi çabalayan bir insandır. Bu sebeple eşimi kusurlu gösteren, eşimin intihar ettiğine dair telaffuzlarda bulunan ve ihmali olan tüm polis memurlarından şikayetçiyiz” tabirlerine yer verdi.
“NÖBETÇİ CUMHURİYET SAVCISINDAN ŞİKAYETÇİYİM”
Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı’ndan da şikayetçi olduğunu belirten Göçer, “Ayrıca kaza olduğu esnada talimatı veren nöbetçi Cumhuriyet Savcısından da şikayetçiyiz. Ayrıyeten konsolosluk aracının kullanımına tahsisinden sorumlu bu bireylerin araştırılmasını talep ediyorum. Bu şahıslardan de şikayetçiyim” dedi.
patronlardunyasi.com
