Temajet © 2021. Tüm hakları saklıdır.

Sokak Haber

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Güncel
  4. »
  5. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Sesine Dönüşen Bakan Tunç: Açıklamalarıyla Gündemi Sarsıyor!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Sesine Dönüşen Bakan Tunç: Açıklamalarıyla Gündemi Sarsıyor!

Haber Merkezi Haber Merkezi - - 4 dk okuma süresi
0

“`html

İsmail Saymaz’dan Sert Eleştiri: TÜSİAD Başkanlarına Gözaltı Süreci Neden Tartışmalı?

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşesinde Türkiye’de iş dünyasının önde gelen isimleri olan TÜSİAD başkanlarına yönelik gerçekleştirilen gözaltı işlemlerini gündeme taşıdı. Saymaz, bu işlemlerin iktidarı eleştiren iş insanlarına bir tür gözdağı vermek amacıyla yapıldığını savunarak, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamalarını da eleştirdi. Saymaz, Bakan Tunç’un savcılığın basın sözcüsü gibi davrandığını ifade etti ve “Sıvadıkça sıvıyor” şeklinde sert bir yorumda bulundu.

Gözaltı Sürecinin Arka Planı: Bir Skandal mı?

Saymaz, “TÜSİAD’ı haklı çıkaran gözaltı” başlıklı yazısında, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras’ın gözaltına alınma sürecini detaylandırdı. Türkiye’nin geçmişine atıfta bulunarak, TÜSİAD’ın 45 yıl önce askeri darbe yönetimine ortaklık eden bir konumda bulunduğunu fakat günümüzde “seçimli otoriter rejimin mağduru” hâline geldiğini vurguladı. Saymaz, iş insanlarının iktidarı eleştirdikleri için adliye koridorlarında hedef gösterildiğini belirtirken, bu durumu eleştiren Adalet Bakanı Tunç’a da ağır sözlerle yüklendi.

Adalet Bakanı’nın Açıklamaları: Gerçek mi, Propaganda mı?

Saymaz, Tunç’un İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın basın sözcüsü gibi davrandığını ifade ederken, Bakan’ın “Turan ve Aras’ın gözaltına alınmadığı” yönündeki açıklamalarını sorguladı. “Soruşturma Cumhurbaşkanımızın konuşmasından önce başlamıştı. İfade alma, düne denk geldi” diyen Tunç’un bu sözlerine inandığını merak etti. Saymaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından hemen sonra başlatılan soruşturmaları hatırlatarak, bu durumun tesadüf olamayacağını savundu.

İktidarın Yargıyı Kullanma Biçimi: Yargıda Siyasallaşma

Saymaz, savcılığın “muhalif sesleri bastırmak” amacıyla kullanıldığını iddia ederken, yargıdaki siyasallaşmayı “yargıya iki müdahale” olarak tanımladı. İlk müdahalenin doğrudan soruşturma açılmasıyla, ikinci müdahalenin ise Orhan Turan’ın “bir eli cebinde” savcılığa girmesi gerekçesiyle yaşandığını belirtti. Bu bağlamda, yargının bağımsızlığının sorgulanır hale geldiğini ve adalet mekanizmasının iktidar tarafından nasıl şekillendirildiğini ortaya koydu.

TÜSİAD Örneği: Yatırımcılar Üzerinde Olumsuz Etki

Saymaz, TÜSİAD örneğinin hükümetin yabancı yatırımcıları da tedirgin edeceğini ileri sürdü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu koşullarda yatırım çekme çabalarının anlamsızlaştığını belirtti. Yargı baskısının esas amacının, özellikle “iktidar değişikliği” ihtimalini ortadan kaldırmak olduğunu ifade eden Saymaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TÜSİAD eleştirilerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na atıfta bulunduğunu öne sürdü.

Sonuç: Türkiye’nin Geleceği İçin Korkutucu Gelişmeler

İsmail Saymaz, yazısında Türkiye’deki iş dünyasının geleceği açısından son derece kaygı verici gelişmelere dikkat çekti. İktidarın muhalefeti susturma çabaları ve yargıyı kendi lehine kullanma eğilimi, yalnızca iş dünyasıyla sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Bu durum, Türkiye’nin demokratik yapısı ve hukuk devleti anlayışı üzerinde derin etkiler yaratabilir. İş dünyasının bu tür baskılara maruz kalması, yalnızca ekonomik istikrarı değil, aynı zamanda sosyal huzuru da tehdit eden bir faktör haline geliyor. Ülkenin geleceği açısından bu gelişmelerin dikkatle izlenmesi gerekiyor.

Yazının tamamını okumak için tıklayın.

“`

İlgili Yazılar