İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, Yemen’deki Husilere ile birlikte düzenledikleri saldırları kıymetlendirdi.
Saldırıların akabinde Husiler, İsrail’e giden gemileri maksat almayı sürdüreceklerini söyledi.
Cameron, gemilere saldıranlara karşı harekete geçmekte “haklı” olduklarını belirtti.
Cameron, The Telegraph gazetesinin internet sitesi için kaleme aldığı makalede, ülkesinin ABD ile Yemen’deki Husilere karşı başlattığı hava taarruzlarına dair ayrıntıları paylaştı.
“Bir başbakan için, İngiliz kuvvetlerini harekete geçirmekten daha değerli bir karar yoktur.” sözünü kullanan Cameron, Başbakan Rishi Sunak’ın hava saldırısı kararı alırken çok dikkatli ve kapsamlı kıymetlendirme yaptığını belirtti.
“Tüm alternatifler denendi mi? İşe yarayacak gerçekçi bir plan var mıydı? Tüm maksatlar uygunca incelendi mi?” diye soran Cameron, her şeyin dikkatli formda düşünüldüğünü, tüm bakanlıkların kendi alanında gerekli çalışmaları yaptığını savundu.
“Başka seçimimiz olmadığı konusunda mutabık kaldık”
Cameron, “Sonunda kabinede harekete geçmekten öteki seçimimiz olmadığı konusunda mutabık kaldık.” değerlendirmesinde bulunarak, Husilere karşı hava hücumları yapmanın sebebi olarak da şunları kaydetti:
Seyrüsefer serbestisi hakikaten kıymetlidir. 19 Kasım’dan bu yana Kızıldeniz’de ticari gemilere 26 akın düzenlendi.
Harekete geçmemek, Husilerin kabul edilemez taarruzlarıyla hayati ehemmiyet taşıyan deniz yolunu, hiçbir karşılık görmeden kapatabilecekleri manasına gelir.
“Kötü düşmanın dışarda yapacakları ülkemizde bize tesir eder.” diyen Cameron, Kızıldeniz’in memleketler arası ticaret açısından değerli bir nokta olduğuna işaret ederek, burada yaşanacak aksiliklerin dünyada fiyatları yükseltebileceğine dikkati çekti.
“Peki neden biz?”
Cameron, “Peki neden biz?” diye sorduğu kısımda ise İngiltere’nin Kızıldeniz’deki ticari gemi trafiğinin güvenliği için yapılan “Refah Muhafızı Operasyonu” kapsamında milletlerarası koalisyonla hareket ettiğini vurguladı.
ABD’nin İngiltere’ye yaptığı sonlu askeri operasyon teklifinin de Başbakan Sunak tarafından dikkatli formda değerlendirildiğini kaydeden Cameron, şu sözleri kullandı:
Hukuki tezler de olmak üzere tüm tezleri değerlendirdikten, kabinedeki meslektaşlarımızın yanı sıra askeri ve istihbarat uzmanlarıyla yaptığımız istişarelerden sonra (Başbakan Sunak) katılma kararı aldı.
Cameron, müttefiklerle hemfikir olduktan sonra yapılacak aksiyonlara dayanak vermenin gerektiğini belirtirken kendi başbakanlığı periyodunda de Somalili deniz korsanlarıyla çabada bulunduklarını hatırlattı.
“Gemilere saldıranlara karşı harekete geçmekte haklıyız”
“O vakit gemileri kaçırmaya çalışanlarla gayrette haklıydık. Bugün de gemilere saldıranlara karşı harekete geçmekte haklıyız.” değerlendirmesinde bulunan Cameron, hava hücumlarından evvel gerekli ikazların da tekraren yapıldığını öne sürdü.
“Ticari gemilere ataklar kabul edilemez”
Kendisinin de İranlı mevkidaşıyla Husilerin akınları konusunu konuştuğunu anımsatan Cameron, şöyle dedi:
Şüpheye yer bırakmadık. Ticari gemilere akınlar kabul edilemez. Taarruzlar durmalı. Durmazsa müdahale etmek zorunda kalacaktık.
Buna rağmen Husilerin “gerilimi yükseltmeyi tercih ettiğini” savunan Cameron, 9 Ocak’ta İngiliz askeri gemisi HMS Diamond’a ve müttefik gemilerine 21 insansız hava aracı ve roket saldırısı yapıldığını kaydetti.
“Sivil kayıp yaşanmamasına özel kıymet gösterdik”
Cameron, askeri müdahalelerin son seçenek olması gerektiğini vurguladığı makalesinde, 2 aydır gemilere yönelik taarruzlara karşılık verilmeden beklendiğini vurguladı.
Hava hücumlarının gerekli olduğunu savunan Cameron, taarruzların orantılı ve hukuksal olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Ortak hareketimizle, İran dayanağıyla oluşturulan Husi varlığını zayıflatma konusunda bir ölçü yol katetmiş olacağız.” ifadesini kullanan Cameron, Husilere gerçekleştirdikleri hareketleri sona erdirme kararlılığının bildirisini verdiklerini belirtti.
Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)
