Önceki gün bir arkadaşım, Hürriyet’teki ilanı gördüğünü söyleyerek beni aradı. Ancak ben Hürriyet’i internet üzerinden takip ettiğim için bu ilanı gözden kaçırmıştım. Arkadaşım, ilanın kağıt baskısını bana iletince, bir açık mektup olduğunu fark ettim. Bu açık mektup, Fener Patriği Bartholomeos’a yazılmıştı ve içeriğinde önemli mesajlar barındırıyordu.
Mektubun yazarı Robert Amsterdam adında bir hukukçu ve lobicinin Türkiye ile ilişkileri olduğunu belirtmişti. Ancak mektup, sadece Patrik Bartholomeos’a yönelik değil, aynı zamanda Türkiye ile ilgili bazı önemli konuları da ele almaktaydı. Özellikle FETÖ ile mücadele ve Ukrayna-Rusya arasındaki din savaşı gibi konulara vurgu yaparak dikkat çekiyordu.
İlanın yayınlandığı gün, Ukrayna Parlamentosu’nun Rusya yanlısı kiliseleri yasaklayan bir kanunu oylaması da dikkat çekiciydi. Bu durum, ilanın içeriğinin etkilerinin nereye uzandığını gösteriyordu. Ancak Türk medyasının bu konuya yeterince ilgi göstermediği ve ilanın gerçek anlamının farkında olmadığı düşünülüyordu.
Mektubun içeriği ve yayınlandığı günün önemi, Türkiye’nin dini ve siyasi ilişkilerinde önemli bir dönüm noktasını işaret ediyordu. Ancak ilanın yayınlanmasının ardındaki gerçek amaç ve etkileri hala net değildi. İlanın Türkiye’deki medya ve siyasi çevrelerde nasıl karşılandığı ve yorumlandığı önemli bir soru işareti olarak duruyordu.