Çocuk İstismarına Dikkat Çeken Karar: Mahkeme Ne Yapıyor?
Gazeteci İsmail Saymaz, çocuk istismarına dair kaygı verici bir durumu gündeme getirdi. Niğde Sevgi Evleri’nde yaşanan ağır istismar olaylarının ardından mahkemenin aldığı karar, kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açtı. Saymaz, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin, yaşanan ağır şiddet görüntülerine rağmen “işkence suçu oluşmadığı” gerekçesiyle 25 bakıcı hakkında verdiği bozma kararını eleştirdi.
Şok Edici Görüntüler ve Mahkemenin Gerekçesi
Gazetede yer alan yazısında Saymaz, çocukların istismar edildiği anların yer aldığı görüntülerin herkesin gözleri önüne serildiğini belirtiyor. Çocukların yerlerde sürüklendiği, çıplak bir şekilde topluca banyo yaptırıldığı, tokatlandığı, itilip kakıldığı ve aç bırakıldığı bu görüntüler, insanları derinden etkiledi. Ancak mahkeme, bu eylemleri “sistematik değil, ani tepkiler” olarak değerlendirerek, bakıcıların ceza almasını engelledi.
Mustafa’nın Ölümü ve Ortaya Çıkan Gerçekler
Saymaz, Niğde Engelsiz Yaşam ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi’nde yaşananların, 9 yaşındaki Mustafa Çelik’in 2024 Temmuz’undaki şüpheli ölümü sonrası gündeme geldiğini hatırlatıyor. Kamera kayıtları, Mustafa’nın da aralarında bulunduğu 16 çocuğun fiziksel şiddet gördüğünü belgeledi. Bu korkunç durumun ardından 14 bakıcı tutuklanmış ve Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Nisan ayında 25 kişi hakkında çeşitli suçlardan mahkumiyet kararı vermişti. Ancak gelinen noktada mahkemenin verdiği bozma kararı, tüm bu yaşananların üstünü kapatıyor gibi görünüyor.
Toplumun Tepkisi ve Beklentiler
İsmail Saymaz, bu karara karşı çıkanların sayısının gün geçtikçe arttığını vurguluyor. Özellikle çocukların maruz kaldığı bu tür istismarların cezasız kalması, toplumda infial yaratıyor. İnsanlar, çocukların korunması için daha etkin yasaların çıkarılması gerektiğini savunuyor. Uzmanlar, çocuk istismarına karşı duyarlılığın artırılması ve bu konuda eğitim programlarının geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Gelecekte Ne Olacak?
Bu durum, sadece Niğde Sevgi Evleri ile sınırlı kalmamalı. Diğer bakım merkezlerindeki çocuklar için de benzer olayların yaşanmadığını garanti altına almak için denetimlerin artırılması gerektiği ifade ediliyor. Çocukların güvenliği, tüm toplumun sorumluluğudur ve bu noktada herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi bekleniyor.
Sonuç Olarak
İsmail Saymaz’ın kaleme aldığı yazı, çocuk istismarına karşı duyarlı bir kamuoyunun oluşturulması açısından büyük önem taşıyor. Mahkeme kararı ve yaşanan olaylar, çocukların bakımını üstlenenlerin daha dikkatli ve sorumlu olmaları gerektiğini gözler önüne seriyor. Çocukların haklarının korunması için çaba sarf etmek, toplumun en önemli görevlerinden biridir. Bu durumun üstesinden gelmek için bireylerin, kurumların ve devletin el birliğiyle çalışması gerekmektedir.
