
Deprem Felaketinin Ardındaki İsim: Şükrü İşitmen’in Kaçışı Mi?
Türkiye’yi sarsan 6 Şubat depremleri sonrasında hayatını kaybeden yüzlerce insanın ardında yatan sorumluluklar, müteahhitler üzerinde yoğunlaşmaya devam ediyor. Bu çerçevede, yıkılan binaların sahiplerinden biri olan ve eski AKP Besni İlçe Yönetim Kurulu üyesi müteahhit Şükrü İşitmen‘in durumu, hem adalet sistemi hem de toplumsal vicdan açısından kritik bir tartışma konusu haline geldi. İşitmen’in, yurt dışına çıkış yapmadığına dair resmi belgeler, kamuoyunda merak uyandıran gelişmelere yol açtı.
Yıkılan Binalar ve Ölümler: İşitmen’in Sorumluluğu
Şükrü İşitmen’in müteahhitliğini üstlendiği Üzümkent Sitesi ve Yukarı Şehir Kooperatif Evleri, 6 Şubat depremlerinde yerle bir oldu. Bu trajik olay, toplamda 163 kişinin hayatını kaybetmesine ve 2 kişinin yaralanmasına yol açtı. İşitmen, 13 Şubat 2023’te Mersin Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalanarak tutuklandı. Ancak, Besni Sulh Ceza Hâkimliği, 12 Şubat 2024’te İşitmen’in “samimi beyanlarda” bulunduğu gerekçesiyle adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Bu durum, toplumsal infiale neden olurken, adaletin ne denli sağlandığına dair soru işaretleri doğurdu.
Yakalama Kararı ve Adli Kontrol İhlalleri
22 Ekim’de Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sürecinde, İşitmen’in yeniden tutuklanmasına karar verildi. Ancak duruşmada hazır bulunmadığı için tutuklama işlemi gerçekleştirilemedi. Bu aşamada, İşitmen hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Dava sürecinin son duruşmasında, Hudutlar Genel Müdürlüğü’ne yazı gönderilerek İşitmen’in yurt dışı giriş-çıkış kayıtlarının incelenmesine karar verildi. Mahkemeye sunulan belgelerde, Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü tarafından, İşitmen’in yakın zamanda yurt dışına çıkış yapmadığı bilgisi yer aldı.
Adli Kontrol Yükümlülükleri ve İhlaller
Adalet Bakanlığı’na bağlı Mersin Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, İşitmen’in adli kontrol yükümlülüklerini 21 Ekim 2024 tarihinden itibaren “ısrarlı ve sürekli” bir şekilde ihlal ettiğini mahkemeye bildirdi. Mahkemeye gönderilen belgedeki bilgilere göre, İşitmen’e 12 Şubat 2024’te haftada 3 gün karakola imza verme şartı getirilmişti. Ancak, İşitmen bu şartları ihlal ederek adalet sistemini zor durumda bıraktı.
Depremzede Ailelerin Talepleri ve Endişeleri
Depremde yakınlarını kaybeden aileler, İşitmen’in yasa dışı yollarla yurt dışına kaçıp kaçmadığını araştırılmasını talep ediyor. Ayrıca, eğer İşitmen yurt dışında ise hakkında kırmızı bülten çıkarılmasını, Türkiye’de bulunuyorsa bir an önce yakalanıp tutuklanmasını istiyorlar. Bu durum, adaletin tecellisi ve mağdur ailelerin yaşadığı travmanın hafifletilmesi açısından büyük bir öneme sahip.
Sonuç: Adaletin Yerini Bulmasını Bekliyoruz
Şükrü İşitmen’in durumu, Türkiye’deki yapı denetimi ve müteahhitlik uygulamalarının sorgulanmasına neden oluyor. Yaşanan felaketlerin ardından, sorumluların adalet önünde hesap vermesi büyük bir gereklilik. Depremzedelerin yaşadığı travmaya ve kayıplarına saygı göstermek adına, adaletin bir an önce yerini bulması bekleniyor. Bu süreçte, kamuoyunun ve ilgili kurumların durumu yakından takip etmesi, benzer felaketlerin tekrar yaşanmaması açısından kritik bir önem taşıyor.