28 Şubat Davasında Tarihi Ceza: 18 Yıl Hapis Cezası Verildi
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararının ardından 28 Şubat davasında yeniden yargılama yaptı. Dönemin önde gelen isimlerinden olan emekli orgeneraller Orhan Yöney ve Şükrü Sarıışık ile dönemin Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz de dahil olmak üzere 13 sanık, “darbe girişimine yardım” suçundan 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu karar, Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Mahkeme Süreci ve Sanıkların Savunmaları
Duruşmaya, tutuksuz sanıkların yanı sıra avukatları da katıldı. Dava sürecinde sanıklar, haklarındaki suçlamaların asılsız olduğunu savundu. Özellikle sanıklardan Köksal Karabay, 28 Şubat soruşturmasında görev alan hakimlerin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bağlantılı olarak ihraç edildiğini hatırlatarak, hakkındaki suçlamaların herhangi bir somut delile dayanmadığını belirtti. Bu süreçte, beraat talebinde bulundu.
Diğer sanık Metin Yaşar Yükselen ise 28 Şubat davasının bir kumpas olduğunu savunarak, kendisi hakkındaki suçlamaları reddetti. Yükselen, aynı zamanda savcılığın delil yetersizliğinden dolayı beraat talebini destekledi. Sanıklardan Altaç Atılan, Deniz Kuvvetleri’nde vatanına sadakatle görev yaptığını belirterek, 13 yılı aşkın süredir devam eden davanın FETÖ kumpası olduğunu ifade etti.
Mahkeme Kararı ve Sonuçları
Duruşmanın sonunda, vefat eden sanıkların (Şevket Turan, İzzettin İyigün, Kamuran Orhon) dosyalarının düşürülmesine karar verildi. Mahkeme, geriye kalan 13 sanık hakkında “darbe girişimine yardım” suçundan 18 yıl hapis cezası verdi. Bu karar, hem sanıkların hem de kamuoyunun dikkatini çekti.
Sanık avukatları, müvekkillerinin yaşının da göz önünde bulundurulmasını ve beraat talep ettiklerini vurguladılar. Bu durum, toplumda adaletin sağlanıp sağlanmadığı konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Yargıtay’ın Önceki Kararı ve Bozma Süreci
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 16 sanık hakkındaki hükmü bozmuştu. Bozma sebebi olarak, eski YÖK üyesi Erdoğan Öznal, dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Halil Kemal Gürüz, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Hayri Bülent Alpkaya ve dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muhittin Erdal Şenel’in dosyalarının incelendiği belirtildi. Zamanaşımına uğrayan sanıkların dosyalarının düşürülmesi de dikkat çekici bir unsur oldu.
Yargıtay’ın bu kararları, davanın yeniden görülmesine ve yeni bir sürecin başlamasına neden oldu. Bu durum, 28 Şubat davasının yargı sürecinin ne denli karmaşık ve tartışmalı olduğunu gözler önüne seriyor.
Toplumda Yarattığı Etki
28 Şubat davası, Türkiye’nin siyasi yaşamında derin yaralar açmış ve hala tartışmalara neden olmaktadır. Karar, hem sanıklar hem de toplum üzerindeki etkisi açısından büyük önem taşıyor. Sanıkların bazıları, bu davanın bir kumpas olduğuna dair deliller sundular, bu da davanın meşruiyetini sorgulayan bir zemin oluşturdu.
Sonuç olarak, 28 Şubat davası, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk anlayışı konusunda önemli bir sınav niteliğinde. Bu dava, adaletin nasıl yerini bulduğunu ve geçmişle yüzleşmenin ne denli zor olduğunu gösteren bir örnek olarak tarihe geçecektir. Sanıkların ve avukatlarının gelecekte nasıl bir strateji izleyeceği, kamuoyunun dikkatle izleyeceği bir konu olarak öne çıkıyor.
