Cuma akşamı Riyad’da bir ülkenin onurunu zedeleyen… Bir ülkeye açıkça hakaret eden büyük bir skandal yaşandı…
Kim ne derse desin, kim üstünü örtmeye çalışırsa çalışsın nafile… Kimse hiçbir güç Suudi Veliaht Prensi’nin bu ülkenin kurucusunu aşağılamasını unutmaz…
Unutmamalı!…
Çünkü; Suudi idaresi Atatürk fotoğrafının kendi topraklarına girmesini istemedi… Yalnızca Futbolculara yasak koymadılar, Atatürk silüeti olan Fenerbahçe forması ile gelen seyircileri de stada sokmadılar.
İktidar ve iktidar yanlısı medya Atatürk fotoğraflı formanın provokasyon olduğunu söylüyor.
Ayıp!…
Yaşadığın ülkeye, sana bu ülkede yaşama imkanı sağlayanlara hakaret…
Atatürk ismini anmak Atatürk’ün silüetini formaya işlemek, Atatürk’ün fotoğrafını taşımak, Atatürk rozeti taşımak nasıl bir provokasyon anlamadım…
Atatürk resmi kimi tahrik ediyor?
Suudileri mi?
Atatürk düşmanı bir avuç meczubu mu?
Kimi?
Zaten muhteşem kupanın (eskiden ismi Cumhurbaşkanlığı kupasıydı neden değiştirildiği de farklı bir öykü ancak neyse!..) Riyad’da oynanması kararı başlı başına skandaldı…
Cumhuriyetimizin 100. Yılı…
Samsun varken, Erzurum varken, Sivas varken, Afyon varken, İzmir varken, Ankara varken sen kalk dev kupa finalini Riyad’da oynatmaya karar ver!…
Neden?
Üç beş milyon Euro için mi?
Şimdi denilecek ki, kulüplerinin divan şurası gitmeyelim diye karar aldı, buna karşın idare şuraları gitme tarafında karar verdi ve kadrolarını Riyad’a götürdü. Yanılgı burada başladı…
Haklısınız fakat idare konseyi üyeleri de iş insanı…
Tek adam muhteşem kupanın Riyad’da oynanmasını istemişse karşı çıkanın şirketine çökerler!..
Bizde tek adamlığın ötesinde Necip Fazıl’ın yıllar evvel önerdiği sistem hayata geçti.
Artık Başyücelik rejimi var… Yargı/yürütme/yasamanın tek elde toplandığı sistemin ismi bu.
Başyüce ne derse artık o oluyor?
Bu sebeple GS ve FB idaresine kızmıyorum/kızamıyorum…
Mecburen gittiler lakin bilhassa Feneri, bilhassa Ali Koç’u Atatürk yoksa Türkiye yoktur, Türkiye yoksa Fenerbahçe yoktur diye tutum koyduğu için yürekten alkışlıyorum…
Bunlar yaşandı bitti, pekala bundan sonra ne olmalı?
Önce o gün ne olduğunu tüm gerçekliğiyle öğrenmemiz gerekir…
Spor Bakanı ile Federasyon Lideri Galatasaray ve Fenerbahçe’ye ‘ne keyifli Türküm’ ve ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ yazan dövizlerle çıkmamaları için baskı kurdu mu?
Spor Bakanı ve Federasyon Lideri Fenerbahçe’nin Atatürk siluetli ısınma formalarıyla alana çıkmamalarını istedi mi?
Bunlar değerli sorular…
Spor Bakanı soyunma odasının kapısına polis dikilince ne yaptı?
Büyükelçimiz devreye girdi mi?
Erdoğan bir orta katil dediği daha sonra kardeş ilan ettiği Suudi Veliaht Prensi’ni aradı mı?
Bunlar ivedilikle karşılık verilmesi gereken sorular…
Atatürk’ün fotoğrafı…
Atatürk’ün silueti bu topraklara giremez diyen Suudi Arabistan’a karşı reaksiyonumuz ne olacak?
Büyükelçimizi geri çekecek miyiz?
İlişkilerimizi askıya alacak mıyız?
Yoksa İktidar üstüne mi yatacak?
Bahçeli’nin çıtı çıkmadı, Erdoğan ‘Gazi Mustafa Kemal bu ülkenin banisidir’ diye reaksiyon koymuş üzere yaptı…
Ama Atatürk demedi…
Ülkenin kurucusudur da demedi. Banisidir dedi… Arapça tabir kullandı!..
İktidara, AKP’ye Erdoğan’a sorum şu…
Süper kupa finalinin Paris’te oynanmasına karar verilseydi. Fransız hükümete kabul etseydi. Maç günü Ermeni diasporasının baskısıyla Devlet Lideri Macron yahut Paris Belediyesi Atatürk fotoğrafını yasaklasaydı…
Bu iktidar ne reaksiyon verirdi…
Erdoğan ortağı inletmez miydi? İktidar müellifleri veryansın etmez miydi?
Suudi olunca neden çeneler kilitleniyor?
Neden?…
Bir küme günlerdir Atatürk’e sahip çıkanları Suudi Veliaht Prensi’ni suçlayanları din düşmanlığı ile yaftalamaya çalışıyorlar lakin yemezler!..
Hiçbir güç ülkemizin kurucusunu yok sayamaz, hakaret edemez, yasak koyamaz…
