Avrupa Birliği’nin (AB) dış siyasette benimsediği tutarsız haller Brüksel’de tartışma konusu oldu.
Bu mevzuda en yetkili isimlerden biri, öz tenkitte bulunarak “Çifte standartçı algılanıyoruz.” dedi.
AB Dış Alakalar ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Rusya-Ukrayna ve İsrail- üzere çatışma noktalarında AB’nin tutarsız ve uyumsuz siyasetler benimsemesinin “çifte standart” algısına neden olduğu ikazında bulundu.
“AB önemli tehdit altına girecek”
Borrell, Fransız Le Grand Continent mecmuasının düzenlediği aktiflikte yaptığı konuşmada, Gazze ve Ukrayna’da yaşananların aktör ve kökenleri farklı olsa da birbiriyle temaslı olduğunu belirterek şu görüşü paylaştı:
Korkarım ki süratli bir formda tavrımızı değiştirmez ve tüm imkanlarımızı seferber etmezsek, Putin’in Ukrayna’da kazanmasına müsaade verirsek, Gazze halkının yaşadığı trajediye son veremezsek projemiz (Avrupa Birliği), önemli bir tehdit altına girecektir.
“İsrail iki devletli tahlile karşı çıkıyor”
İsrail-Filistin sıkıntısının son tahlili için iki devletli tahlile işaret eden Borrell, AB üyeleri dahil memleketler arası toplumun Oslo Muahedesi’nin unsurlarını desteklemesi gerektiğini vurguladı.
Borrell, İsrail hükümetinin milletlerarası toplumun desteklediği iki devletli tahlile karşı çıktığına dikkati çekerek, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun kendisi iktidarda olduğu sürece bir Filistin devletinin “asla gün yüzü görmeyeceği” kelamını verdiğini hatırlattı.
İsrail-Filistin çatışmasının askeri tahlilinin olmadığını vurgulayan Borrell, “Hamas, her şeyden evvel bir fikirdir ve bir fikri bombalarla öldüremezsiniz.” yorumunu yaptı.
AB’de ıslahat çağrısı
Borrell, AB’nin olaylara çok yavaş reaksiyon verdiği ve bunun bedelini ağır ödediği tenkidinde bulundu.
“Pratikte büyüklüğümüz her vakit güç değildir ve karar almamız gerektiğinde kurallarımız birden fazla vakit harekete geçmemizi engelliyor.” diyen Borrel, şu sözleri kullandı:
Avrupa’nın Ukrayna, Moldova ve Batı Balkan ülkelerini de kapsayacak formda genişlemesinin öngörülmesi, AB’de ıslahat yapılmasını gündeme getirmekte.
Oy birliği kuralını sürdürdüğümüz takdirde 37 üyeyle çalışmaya nasıl devam edebileceğimizi bilmiyorum. Bu tehlikelerle dolu ortamda gereğince süratli ve güçlü hareket edebilmek için farklı halde çalışmamız gerekiyor.
AB’nin Rusya-Ukrayna Savaşı başladığı an süratli ve tesirli kararlar aldığına işaret eden Borrell, İsrail’in akınlarını sürdürdüğü Gazze hakkında ise Avrupa’nın Holokost geçmişi nedeniyle üye ülkelerin ortasında büyük fikir farklılıklarının olduğunu söyledi.
Borrell, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Kurulu’nda Gazze’de ateşkes davetinde bulunan kararlarda üye devletlerin hemfikir olamaması nedeniyle iki defa birliğin sarsıldığını ve memleketler arası duruşunun zayıfladığını tabir etti.
AB’ye üye ülkelere “çifte standart” uyarısı
AB’nin Rusya-Ukrayna ve İsrail-Filistin konusunda farklı tavırlara sahip olmasının öbür ülkeler karşısında tutarlılık ve güvenilirlik açısından sorun teşkil ettiğine dikkati çeken Borrell, üye ülkelere AB’nin “ilkelere değil çıkarlara dayalı ikili standartla hareket ettiği” algısının olduğu ihtarında bulundu.
Borrell, AB’nin iki olay ortasında farklı tavırlar almasının açıklık ve hamasetle yüzleşilmesi gereken kıymetli siyasi ve ahlaki ikilemler yarattığını belirterek şunları kaydetti:
Ukrayna kelam konusu olduğunda ülkenin egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve Birleşmiş Milletler Kuralı’nın temel prensiplerini savunuyoruz. İsrail-Filistin çatışması kelam konusu olduğunda ise birebir fikirde olmamamız, memleketler arası hukuku savunma konusundaki güvenilirliğimizi zayıflatmıştır.
144 devlet, BM Genel Heyetinde Ukrayna’yı desteklediğinde tarihin gerçek tarafında yer aldığına ve milletlerarası toplumun sesini yükselttiğine inanıyoruz lakin 153 ülke, Gazze’de insani ateşkes davetinde bulunduğunda bunu tıpkı formda görmekte zorlanıyoruz.
