Türkiye Bankalar Birliği (TBB) İdare Heyeti Lideri Alpaslan Çakar, bankacılık bölümünün istikrarlı ve sağlıklı bir bilançoya sahip olduğunu belirterek, “Sektörümüzün bilançosu TL yüklüdür ve aktiflerimizin yüzde 61’i, kaynaklarımızın ise yüzde 56’sı TL cinsindendir. Bugün prestijiyle mevduat toplamı 14,4 trilyon TL olup bilançodaki hissesi yaklaşık yüzde 65 düzeyindedir.” dedi.
İstanbul’da düzenlenen 3. Finansın Geleceği Doruğu’nda konuşan Çakar, bugün prestijiyle Türk bankacılık kesiminin toplam etkinlerinin ulusal gelire oranının yüzde 93 düzeyinde olduğunu belirterek, faal büyüklüğün 22 trilyon TL’ye ulaştığını söyledi.
Gerek yurt içi gerekse yurt dışı kaynaklı çok sayıda değerli gelişmenin yaşandığı 2023 yılında bankacılık dalının değişikliklere çok süratli adapte olduğunu ve sağlıklı büyümesini sürdürdüğünü anlatan Çakar, “Birçok istikametiyle memleketler arası düzenlemelere tam uyumlu olan bankacılık dalımız, gelişmiş ülkelerdeki ortalamalara bakıldığında da çok önemli gelişim potansiyeli taşımakta olup birçok ulusal ve memleketler arası yatırımcının ilgi odağı durumundadır. Bankacılık kesimi istikrarlı ve sağlıklı bir bilançoya sahiptir. Bölümümüzün bilançosu TL yüklüdür ve aktiflerimizin yüzde 61’i, kaynaklarımızın ise yüzde 56’sı TL cinsindendir. Bugün prestijiyle mevduat toplamı 14,4 trilyon TL olup bilançodaki hissesi yaklaşık yüzde 65 düzeyindedir.” diye konuştu.
Çakar, mevduatın ana fonlama kaynağı olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Son periyotta yurt içi piyasalardan sağlanan kaynaklarda önemli bir teveccüh ve artış bulunmaktadır. Toplam kredi 11,4 trilyon TL olup, faaller içindeki hissesi yüzde 51’dir. Menkul bedeller cüzdanının toplam faaller içerisindeki hissesi yüzde 17 ile yatay bir seyir izlemektedir. Bankacılık dalı iç borç stokunun yüzde 76’sını fonlamaktadır. Krediler ve menkul değerler birlikte değerlendirildiğinde etkinlerin yüzde 68’i faal ekonomik faaliyetin finansmanında kullanılmıştır. Kredilerin 4’te 1’i bireylere kalan kısmı ise firmalara kullandırılmıştır. KOBİ’lerin hissesi yüzde 27,4 olup son 5 yılda 5 puanın üzerinde artış göstermiştir. Ticari krediler içerisinde imalat sanayi yüzde 30 ile birinci sırada yer almaktadır. Ticaret dalının hissesi yüzde 17, inşaat bölümünün hissesi ise yüzde 10’dur. Güç, taşıma ve haberleşme ile tarım kesimi yüzde 7’şer hisseye sahiptir. Turizm kesiminin hissesi ise yüzde 4 olarak şekillenmiştir. Seçici kredi siyasetiyle son yıllarda imalat endüstrisinin hissesi 6 puan, tarım dalının hissesi ise 2 puan artmıştır. Bu, ekonomimiz ismine çok sevindirici olmuştur.”
Geleceğe olumlu baktıklarını söz eden Çakar, beklentilerdeki olumlu seyrin güçlenmesini, TL’ye olan talebin daha da artmasını, görünümdeki güzelleşmenin sürmesini, ülke kredi notunun kademeli olarak yükselmesini, memleketler arası piyasalardan kaynak girişinin artmasını, para piyasalarının daha istikrarlı hale gelmesini, enflasyonun gayeye yanlışsız bir seyir izlemesini ve finansal istikrarın güçlenerek sürmesini beklediklerini lisana getirdi.
“İFM’DEKİ 350 TİCARİ ÜNİTEYLE ALAKALI 700’ÜN ÜZERİNDE TALEP VAR”
İstanbul Finans Merkezi (İFM) Genel Müdürü Ahmet İhsan Fazilet de İFM’nin bankalar etap açılışının 2023’ün nisan ayında gerçekleştirildiğini belirterek, “2007 yılında kavramsal temelleri atılan, fiziki, mevzuat ve fikri altyapısı oluşturularak bugüne kadar getirilen bir proje, bir hayal gerçeğe dönüşmüş oldu. Halk Bankası, Ziraat Bankası ve VakıfBank, genel müdürlüklerini İFM’ye taşıdılar, 8 bini aşan çalışanlarıyla faaliyetlerine İFM’de devam ediyorlar. 2024 yılında öbür etaplar da tamamlandıktan sonra hem kamu paydaşlarımız hem de özel kesim paydaşlarımız gerek yerli gerek yabancı ilgililerin yer alacağı formda İFM büsbütün hayata geçecektir ümidini taşıyoruz.” dedi.
Sürdürülebilirlik kavramının tüm faaliyetlerinin odak noktasını oluşturduğunu vurgulayan Fazilet, dizaynından inşasına finansmanından iş geliştirme faaliyetlerine kadar sürdürülebilirlik prensibine ehemmiyet verdiklerini kaydetti.
Erdem, İFM’de yalnızca bir finans merkezi inşa etmediklerini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“İFM hem toplumsal hayatın hem de akademik hayatın kalbinin atacağı bir yer olacak. Bu kurguladığımız akademi yapısında yeşil finans ve sürdürülebilirlik alanında gerçekleştirilecek eğitimler ve sertifika programları hem çalışanlara hem şirketlerimize hizmet verecek biçimde tasarlanmıştır. İFM’nin fiziki yapısından bahsedecek olursak 1,3 milyon metrekare ofis alanına, yaklaşık 100 bin metrekarelik ticari alana, 2 bin kişilik her türlü kültür sanat aktivitelerinin gerçekleştirilebileceği bir kongre konferans merkezine, 5 yıldızlı bir otel alanına, 25 bin araç kapasitesine sahip. Tam dolulukta 70 bin çalışana hizmet edebilecek, günlük 30 ila 50 bin ziyaretçiye hizmet verebilecek bir yapı burası. İFM yalnızca milletlerarası ticaretin değil birebir vakitte toplumsal hayatın da merkezi olma argümanıyla yola çıkmış durumda. İFM, dışarıdan erişime açık bir yapı. Bir yerli ve yabancı konuğumuz, bir alışveriş merkezine nasıl giriyorsa motamot o formda girip İFM’nin sunmuş olduğu toplumsal imkanlardan istifade edebilecek. Bu bağlamda 350 civarında bir ticari ünite kapasitemiz var.”
Gelecek 5 yıl içerisinde yeni bir genişleme alanını arayacak durumda bir taleple karşı karşıya olduklarına işaret eden Fazilet, “Kamu paydaşlarımızın yer alacağı yapıları bir tarafa bırakırsak, bu yerleri 1,3 milyon metrekareden çıkarırsak, üçüncü taraflara önerebileceğimiz yaklaşık 500 bin metrekarelik bir alanımız mevcut. Bu alanın yüzde 70’ten fazlasına yönelik bir ön talep toplamış durumdayız. Ticari alanlarda da bizi mutlu eden bir sonuçla karşı karşıyayız. 350 ticari üniteyle alakalı 700’ün üzerinde talep var. Bu talep günden güne artıyor.” diye konuştu.
patronlardunyasi.com
