Temajet © 2021. Tüm hakları saklıdır.

Sokak Haber

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Güncel
  4. »
  5. Ulusalcı Sosyalizmin İzleri: Mihri Belli ve 12 Mart’ın Çarpıcı Değerlendirmesi

Ulusalcı Sosyalizmin İzleri: Mihri Belli ve 12 Mart’ın Çarpıcı Değerlendirmesi

Haber Merkezi Haber Merkezi - - 4 dk okuma süresi
0

12 Mart’ın Karanlık Yüzü: Devrimcilerin Anısına Bir Bakış

BirGün yazarı Şükrü Aslan, 12 Mart 1971 tarihinde idam edilen devrimciler Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’nın anısını yaşatmak adına önemli tespitlerde bulundu. Aslan, yazısında “ulusal sosyalizm” temasını işleyerek, dönemin sosyalist hareketinin dinamiklerini ve Kürt meselesine yaklaşım biçimlerini sorguladı.

12 Mart: Genç Devrimcilerin Cezası

Aslan, 12 Mart’ın Türkiye’nin siyasal tarihindeki dönüm noktalarından biri olduğunu belirtiyor. Bu tarih, birçok genç devrimcinin yaşamına son verilmesi ile anılıyor. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya, sadece isimleriyle değil, temsil ettikleri ideallerle de toplumsal hafızada derin izler bıraktı. Aslan’ın ifadesiyle, “Herhalde bu ülkenin büyük bölümü için 12 Mart, genellikle canına kıyılan gencecik devrimcileri hatırlatır.” Bu devrimcilerin hikayeleri, sadece bireysel trajedileri değil, aynı zamanda bir dönemin sosyalist hareketinin evrimini de gözler önüne seriyor.

Sosyalist Hareketin Değişimi ve Kırılmalar

Aslan, 12 Mart’ın sosyalist hareket üzerindeki etkilerini de irdeleyerek, o dönem sol hareketin iki temel özelliğinin devrimci bir sürece girdiğini vurguluyor. Kitleselleşme ve düşünsel kabukları kırma çabası, dönemin devrimci gençliğinin ruhunu yansıtıyor. Ancak bu çabaların, sistemin tepkisini de beraberinde getirdiği belirtiliyor. “Herhalde bu iki özellik sistemin teyakkuz halini de tetiklemiş olmalıydı,” diyor Aslan.

Kürt Meselesinde Ulusalcı Dil ve Sorunlar

Yazıda dikkat çeken bir diğer nokta, Aslan’ın Kürt meselesine dair yorumları. “Ulusalcı dil içinde Kürtler söz konusu olduğunda başka bir argümana geçiliyor,” derken, feodalizm vurgusunun öne çıktığını ifade ediyor. Mihri Belli’nin, “anadil ve kültür derslerinin bugün ağa ve şeyh tahakkümü altındaki doğuda başıboş bırakılması, demokratik gelişmeye aykırı düşen durumlara sebep olabilir,” şeklindeki tespitleri, bu konudaki endişeleri gözler önüne seriyor. Arapça fetva ile isyana girişen Şeyh Sait’in örneği, geçmişteki gerici durumlardan ders alınmadığını gösteriyor.

Türkiye’de Sosyalist Hareketin Geleceği

1970’lere doğru sosyalist hareketin kitleselleşmesi, ulusalcı sosyalizm siyasetinin doğmasına neden oldu. Ancak bu dönüşüm, sosyalist gençlerin kendilerini sorgulamaya yönelmesine de yol açtı. Aslan, bu kırılmanın sosyalist geleneğin bir kısmının sistemin kontrolü dışına çıkması anlamına geldiğini belirtiyor. Bu durum, devrimci bir bedel ödenmesini gerektirmişti. 12 Mart, bu bedeli hatırlatan bir tarih olarak kalmaya devam ediyor.

Geçmişten Günümüze: Devrimci Miras

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya’nın anıları, Türkiye’nin siyasi tarihine damga vurmuş durumda. Bugün dahi bu isimlerin hatırlanması, genç kuşaklara ilham vermeye devam ediyor. Onların idealleri, sosyalist bir gelecek arayışındaki mücadeleleri ve bedelleri, Türkiye’nin toplum yapısında önemli bir yer tutuyor. Aslan, bu anıların ve mücadelelerin genç nesillere aktarılması gerektiğini savunuyor.

Sonuç olarak, 12 Mart’ın hatırlanması, sadece bir anma değil, aynı zamanda geçmişte yaşananların günümüzdeki yansımaları üzerinde düşünmek anlamına geliyor. Devrimci ruhun yaşatılması, yalnızca tarihsel bir görev değil, aynı zamanda geleceğin inşasında da kritik bir öneme sahip.

İlgili Yazılar