Frédéric Gros, Yürümenin İdeolojisi kitabında, “amaçsız ve sakin yürüme esnasında, yani dünyadan bir şeyler beklemeyi bırakır bırakmaz, dünya da kendini size verir, bırakır, teslim olur. Hiçbir şey beklemez olduğunuzda, mevcudiyet için bir destek, karşılıksız bir lütuf olarak sunulur her şey…” demiştir.
Felsefesinin yanı sıra, günde en az 30 dakika ve haftada 5 gün nizamlı, tempolu yürüyüşlerin bedenimize sayısız yararları vardır.
Yürüyüş, hem fizikî hem de zihinsel sıhhatimiz için yararlı bir aktivitedir.
Günlük hayatta en sık yaptığımız hareketlerden birisidir yürümek, lakin tertipli olarak yürümenin saymakla bitirilemeyecek faydaları vardır. Bağışıklık sistemi, kalp hastalığı, kas-iskelet sistemi, diyabet, obezite, depresyon ve anksiyeteye karşı olumlu tesirleri bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.
Yürüyüş; tansiyon, makus kolesterol (LDL) düzeylerini düşürebilirken, uygun kolesterol (HDL) düzeyinin artırılmasına ve damar tıkanıklığı riskinin de azaltılmasına yardımcı olur.
Düzenli yürüyüş yapmanın sıhhatimiz için kıymetli olmasının bir nedeni, yürüyüşün aerobik bir idman olmasıdır. Aerobik idmanlar, bedenin oksijen kullanımını artırarak kalp atış suratını ve teneffüs suratını yükseltir. Bu sayede kalp ve akciğerler daha verimli çalışır ve kan deveranı düzgünleşir. Ayrıyeten bağışıklık
sistemini güçlendirerek, enfeksiyon hastalıklarına yakalanma sıklığını azaltır; hastalık durumunda da daha hafif atlatılmasına katkı sağlar.
Aerobik idmanlar ayrıyeten bedende memnunluk hormonu olarak da bilinen endorfin salgılanmasını da tetikler. Bu hormon ağrıyı azaltır, ruh halini düzgünleştirir ve gerilimle başa çıkmayı kolaylaştırır. Yürümek konsantrasyonu artırdığı üzere, yaratıcılığı da takviyeler. Ayrıyeten, kıkırdak dokusunun beslenmesine ve kendini idame ettirmesine katkı sağlayıp, eklem etrafı kaslarını güçlendirerek eklem ağrısı riskini azaltır.
Dünya Sıhhat Örgütü bilgilerine nazaran, yetersiz fizikî aktivite her yıl 3.2 milyon mevte neden olmaktadır. Cambridge Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma da, günde 11 dakika tempolu yürüyüşün, her 10 erken mevtten birini engelleyebileceğini göstermiştir.
Massachusetts Amherst Üniversitesi araştırmacılarına nazaran, sağlıklı bir hayat için günlük adım sayısı, kişinin yaşı ve sıhhat durumu dikkate alınarak, 5 ila 10 bin ortasında tutulmalıdır.
Tempolu yürüyüş, ortalama saatte 5,5-6 km süratle yahut dakikada 100 adım atmayı tabir etmektedir. Birçok yetişkinler için inançlı kalp suratı, azamî kalp suratının %50-70’i ortasında olmalıdır. Tempolu yürüyüş tanımlanırken “yürürken konuşulabilecek fakat müzik söylenemeyecek hız” tabiri kullanılmaktadır.
Yürüyüşe çok hafif bir yemek sonrası başlanması tercih edilir. Fakat tok karnına, çok soğuk ya da rüzgârlı havalarda yürümek, bilhassa de kalp hastaları için sakıncalı olabilir.
Yürürken baş ve sırt dik, karşıya bakar durumda, omuzlar, boyun ve sırt gevşek, karın kasları hafif kasılı formda, öne eğilmeden ve ayakları sürümeden yapılmalıdır. Yürüyüşten çabucak evvel ve sonra bol su içerek, terle atılan sıvı kaybı telafi edilmeli ve böylelikle olası kas kramplarının önüne geçilmelidir.
Ayrıca ısınma ve soğumaya 5 dakika ayrılması gerektiği unutulmamalıdır.
Çevremde, her yaş kümesinden koşu yapan şahıslara sıklıkla rastlamaktayım.
Koşmak elbette bir idmandır ve hatta bundan ötürü kendisini çok güzel hissettiğini söyleyenlerin sayısı da az değildir. Lakin bir kardiyolog olarak, antrenman cinsinin yaşla direkt teması olduğunu ve 40’lı yaşlardan sonra koşmanın (jogging) kalp sıhhatiniz için ülkü bir antrenman olmadığını, ayrıyeten koşmanın yürümeye göre bedene darbe tesirinin (ayak, bacak, kalça ve boyna…) çok daha yüksek olduğunu ehemmiyetle vurgulamak isterim.
Yürümek, sıhhat için mutlaka vazgeçilmez bir antrenman seçimidir.
Sağlıkla kalın!…
