İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava evrakına gelen raporda, müşteki Arda Turan ve sanık Seçil Erzan ortasındaki bildiri kayıtları ile sanık Can’ın görüşmeleri yer aldı.

Bilirkişi raporuna nazaran sanık Arda Turan’ın, “Seçil’cim ne yaptın, bunu bana nasıl yaparsın, senin için gittim borçlar istedim, kelamlar verdim hiçbirini tutamıyorum. İnsanların gözünde ne hale düştüm. Ben yarın insanların maaşlarını nasıl ödeyeceğim.” formundaki iletisine Erzan, “Çok mahcubum.” karşılığını veriyor.

Turan da bu bildirisi, “15 gündür oyalanıyorum, şu anda bir hafta daha. 5 şahsa kelam vermiştim ödeme yapacağım diye.” halinde yanıtlıyor.

‘BEN BU TEHDİTLERLE YAŞAMIYORUM’

Metin Taş isimli şahıstan 7 Nisan 2023’te “Günaydın Seçil, Pelit’e geçip seni bekliyorum” formunda ileti alan Erzan, “Bankanın oralarda durma Metin” tabirini kullanıyor.

Taş’ın da bunun üzerine ileti kayıtlarını sildiği belirtilen raporda Seçil Erzan ile kuzeni Tanın Yılmaz ortasındaki görüşmelere de yer verildi.

Erzan kendisinden parasını isteyen Yılmaz’a, “Tanın işine gücüne bak, kredi cumaya yetişmedi ancak yarın, yarın olmazsa salı kesinlikle yetişecek ben biliyorum.” iletisini gönderiyor. Yılmaz’a 2 Nisan 2023’te bir ileti daha ileten Erzan, “Moci arıyor ‘gerekeni yapacağız’ diyor, ben bu tehditlerle yaşayamıyorum” sözlerini kullanıyor.

Yılmaz’ın 3 Nisan 2023’te Erzan’a gönderdiği iletide, “Napıyorsun? Moji beni arıyor ki evvel benim işimi halledecek vb. Sakinleştirmeye çalışıyorum. Moji’nin işini halledebilecek misin?” sözleri üzerine Erzan, “Bağırıp duruyor Tanın, bana meczup üzere bağırıyor, ‘İpini keseceğim senin. Benim işimi halledeceksin kaçıyorsun, gidiyorsun’ diyor. Halledeceğim. Bugün ne gelirse herkesin işini halledeceğim” karşılığını veriyor.

Sanıklardan Nazlı Can’ın kullandığı telefona ait uzman raporu da dava belgesine girdi.

Rehberinde kayıtlı “Tahir dayı” isimli bireye 22 Nisan 2023’te bildiri gönderen Nazlı Can, “Dayıcığım iyi bayramlar. Olayları az çok duymuşsunuzdur. Olay çok büyük bizi de bir sürü palavrayla kandırmış. İnşallah sonra ayrıntılı konuşuruz, merak etmeyin beni ancak dua edin.” tabirlerini kullanıyor.

Sitelerinde yer alan haberlerin linkini telefonunda kayıtlı şahıslara ileten Can’ın, “Canımm” diye kayıtlı şahsa el yazısıyla yazdığı, “Nuri bana en güzel avukatı bulsun, bankacılık kanunundan anlayan en güzel ceza avukatı. Avukat bulman kural. Candaş ne durumda, dışarıda neler oluyor ? Anneme yurt dışında olduğumu söyleyin” içerikli not da dava evrakına konuldu.

Bankanın güvenlik kamera kayıtlarına ait yapılan uzman incelemesi de tamamlanarak hazırlanan rapor, dava evrakına sunuldu.

Söz konusu raporda, “Bankadan elde edilen ve raporun (a) kısmında özellikleri yazılı dijital malzemelere ilişkin imaj export bilgilerinin incelenmesinde, DVR aygıtlarından Siber Hatalarla Gayret Şube Müdürlüğünce alınan export diskleri ve log kayıtları üzerinde yapılan incelemede, silinmiş bilgi tespiti mümkün olmamıştır.” tabirleri yer aldı.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın, bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den ferdî itimat ilgisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle tekrar kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği, lakin daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında kabahat duyurusunda bulunulduğu söz ediliyor.

Sanık Erzan’ın bu prosedürle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek kümelerinden müştekilere, yüksek kar getirisi olan emniyetli bir fon bulunduğunu ve tekrar kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş üzere isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise bu türlü bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ait geçersiz evraklar oluşturup, bu dokümanlara bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.

252 YILA KADAR MAHPUSU İSTENİYOR

Sanık Erzan’ın “özel evrakta sahtecilik” ve “tacir yahut şirket yöneticisi olan ya da şirket ismine hareket eden şahısların ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” kabahatlerinden 69 yıldan 226 yıla kadar mahpusu istenen ana iddianamenin akabinde hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen mahpus cezası da yükseldi.

Erzan’ın, 77 yıldan 252 yıla kadar mahpusu talep ediliyor.

İddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise tıpkı cürümlerden 3 yıl ile 85 yıl ortasında mahpusla cezalandırılması isteniyor.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında 2’si tutuklu 7 sanığın yargılaması sürüyor.