Toygun ATİLLA
Futbol Federasyonu’nda Libya Büyükelçisi Serhat Aksen’in lideri olduğu 22 kişinin vazife yaptığı Dış Bağlantılar İcra Konseyi’nin, Suudi Arabistan’daki Üstün Kupa krizinin öncesinde ve sonrasında nasıl bir katkı sunduklarını sorgulamadan evvel size maç gününü anlatmak istiyorum.
KRİZİ ÖĞLENDEN SONRA DUYDUK
Harika Kupa maçında protokol krizini birinci kere saat 13.30-14:00 sıralarında Coca-Cola’nın davetlisi olarak gittiğim Suudi Arabistan’ın başşehri Riyad’ta duydum.
Sıkı bir Fenerbahçe taraftarı olan Murat Ülker’de Üstün Kupa maçını izlemek için Riyad’a gelenler ortasındaydı.
Uçakta karşılaştığı gazeteci kafilesini Riyad’daki Godiva mağazasına davet etti.
Maçın oynanacağı gün Godiva mağazasında oturduğumuz sırada, “protokol krizi” haberlerini her birimize peş peşe gelen telefonlar ile öğrendik.
O sırada, ben dahil kimse bu haberlerin maçın iptal edilmesi ile sonuçlanabileceğini ön görmedi.
O denli ya,
Tüm bu istekler, talepler evvelden planlanmış, protokole bağlanmış olmalıydı.
Son dakikada olacak iş değildi.
Açıkçası yapay bir kriz olarak düşünüyorduk.
İLK KRİZ HAVALİMANINDA BAŞLADI
Biraz mevzuyu deşmeye başladığımda gerginliğin aslında daha havalimanında başladığını öğrendim.
Fenerbahçe kafilesinin 10’arlı kümeler halinde pasaport denetiminden geçirilmesine ve parmak izi vererek içeri alınmasına Ali Koç isyan etmişti.
Birinci gerginlik havalimanında başlamış, Ali Koç Suudilerin bu davranışına öfkelenmişti.
Gazeteciler ortasında kendi ortamızda durum değerlendirmesi yapıp, şakalaşırken telefonum çalmaya başladı.
Arayan çok sevdiğim bir dostum hem de eli kozu her yere uzanan değerli bir isimdi.
“Ali Koç maça çıkmama kararı almış. Grubu otelden çıkarmayacakmış, haberin olsun”
İSTİKLAL MARŞINI MÜZİKLE BASTIRDILAR
Bu bilgiyi doğrulattığımda saat 18.00’ı bulmuştu.
O sırada hala Gençlik ve Spor Bakanı, TFF Lideri ile iki kulübün liderleri otelde toplantı halindeydi.
Aslında maça çıkmama kararı alınmış, tüm bu süreç nasıl yönetilecek, Türkiye’ye ve dünyaya olan biten nasıl olacak diye tartışılıyordu.
Maçın oynanacağı stadyum ise yavaş yavaş Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarları ile dolmaya başlamıştı bile…
Yavaş yavaş haber duyulmaya başlamış, taraftarlar da maçın oynanıp oynanmayacağını merakla bekler haldeydi…
Tam da bu atmosfer halinde artık kadroların maça çıkmayacağı haberi geldiğinde stadyum ıslık ve yuh sesleri ile inledi.
Akabinde gelen birinci reaksiyon, tüm Türk taraftarların daima birlikte ayağa kalkarak İstiklal Marşı okumaya başlaması oldu.
Suudi tarafı, Türk taraftarların bu yansısına anında tepki verdi.
Stadyumda İstiklal Marşı’nın okunmasına bile tahammül edememişlerdi.
Bir anda müzik sesi sonuna kadar açıldı, Türk taraftarlarının söylediği İstiklal Marşı bastırılmaya çalışıldı.
Çabucak ardından stadyumun ışıkları kapatıldı. Sonrasında tekrar açıldı.
Akabinde Türk seyirciler stadyumu sakince boşalttı.
DIŞ İLGİLERDE MİSYONLU 22 KİŞİ O GÜN NE YAPTI ?
Artık gelelim TFF’nin idari yapısına…
Türkiye Futbol Federasyonu Dış Münasebetler İcra Heyeti’nde tam 22 kişi vazife yapıyor.
TFF Dış Bağlar İcra Heyetine ise Serhat Aksen başkanlık ediyor.
Serhat Aksen tıpkı vakitte Libya Büyükelçisi.
Tüm bu krizin ortaya çıkmaması için hem lider Serhat Aksen hem de TFF Dış Bağlar İcra Şurasında vazife yapan 22 kişi ne yaptı, nasıl aksiyon gösterdi?
Başından beri bu sürecin içine dahiller miydi ?
Suudlar ile yapılan toplantılarda ve protokollerde bulunmuşlar mıydı ?
Türk tarafı lehine nasıl katkı sunmuşlardı ?
Kriz sırasında bu lider Serhat Aksen ve beraberindeki 22 kişi nasıl bir aksiyon almıştı ?
Krizden haberdar edilmişler miydi ?
Bu durumu çözmek için bir katkı sunmuşlar mıydı ?
Yoksa her biri idare şemasında olması gereken ve huzur hakkı alması gereken isimlerden mi ibaretlerdi ?
patronlardunyasi.com
