Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan ve 301 madencinin hayatını kaybetmesine neden olan trajik iş cinayetinin ardından, 28 kamu görevlisi hakkında açılan davanın dördüncü duruşması gerçekleştirildi. Madenci aileleri ve avukatları, davanın seyrinde yaşanan eksiklikler ve savcının “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla sınırlı kalmasına itiraz etti. Aileler, adaletin sağlanması için daha ağır cezalar talep ediyor.
Davanın Yeniden Gözden Geçirilmesi Gerekiyor
Duruşmada, madenci ailelerinin avukatları, davanın yalnızca “görevi kötüye kullanma” açısından yürütülmesinin son derece yetersiz olduğunu vurguladı. Avukatlar, mahkeme heyetine dosyanın ağır ceza mahkemesine sevk edilmesi gerektiğini ifade etti. BirGün’ün haberine göre, avukatlar, benzer benzer olaylar için farklı illerde verilmiş emsal kararları da mahkemeye sunarak, davanın daha ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğini savundu.
İhmal ve İddialar: Savcı Ne Dedi?
Savcının duruşmada yaptığı açıklamalarda, 2009 ile 2014 yılları arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu görevlilerinin, maden ocaklarında yeterli denetim yapmadıkları ve iş sağlığı ile güvenliği açısından tespit edilen eksikliklere göz yumdukları vurgulandı. Savcı, bazı sanıkların, birden fazla kez denetim yapmalarına rağmen, iş kazalarına yol açan ihmalde bulunduklarını ifade ederek, bu nedenle cezalarının artırılmasını talep etti.
Madenci Aileleri ve Avukatların Tepkileri
Duruşmanın ardından, madenci ailelerinin avukatlarından Murat Kemal Gündüz, Türkiye’nin Soma faciasından hala gerekli dersleri çıkarmadığını ve iş cinayetlerinin devam ettiğini belirtti. Gündüz, hükümetin sermayeyi koruma eğiliminin, adaletin sağlanmasını engellediğini ifade etti. Ayrıca, “Adalet mücadelemiz, gerçek sorumlular yargılanıp cezalandırılana kadar devam edecek. 29 Nisan’daki duruşmaya tüm Türkiye toplumunu davet ediyoruz” diyerek, kamuoyundan destek istedi.
Faciada oğlunu kaybeden İsmail Çolak ise, “Buradan adalet çıkmayacak. 10 yılı geçti, adalet mücadelemiz devam ediyor. Savcının mütalaası kabul edilemez, zaman aşımına uğratacaklar. Bu insanlar adil yargılanmıyor” şeklinde konuşarak, adalet arayışının ne denli zorlu olduğunu dile getirdi.
Somalı madenci aileleri, yaşanan bu trajedi sonrasında adaletin sağlanması için mücadele etmeye devam ediyor. Duruşmalar sırasında yapılan açıklamalar ve ortaya konan talepler, davanın seyrini etkileyecek gibi görünüyor. Aileler, sadece kendi kayıpları için değil, gelecekte benzer kazaların yaşanmaması adına da adalet bekliyor. Davanın yeniden değerlendirilmesi ve ağır ceza mahkemesine sevk edilmesi, bu mücadelede önemli bir adım olarak görülüyor. Aileler, adaletin sağlanması için destek beklerken, kamuoyunun da bu konuda seslerini yükseltmesi gerektiği vurgulanıyor.
Tüm bu gelişmeler, Soma faciasının Türkiye’deki iş güvenliği ve işçi hakları konularında daha geniş bir tartışma başlatması gerektiğini göstermekte. İş kazalarının önlenmesi ve iş güvenliği önlemlerinin artırılması, sadece somut bir adalet arayışı değil, aynı zamanda tüm çalışanların hayatlarını koruma adına atılması gereken önemli bir adımdır. Madenci ailelerinin ve avukatlarının azmi, bu trajedinin arkasındaki gerçek sorumluların hesap vermesi için bir umut ışığı olmaya devam ediyor.
