Thomas Friedman ve Nagehan Alçı’nın Dikkat Çeken Paylaşımları: Törenin Ardındaki Gerçekler
New York Times’ın ünlü köşe yazarı Thomas Friedman, eğer dünkü Süleymaniye törenini izleyen bir Türk gazetecisi olsaydı, kaleme alacağı yazıya nasıl bir giriş yapardı? Bu sorunun cevabı merak uyandırıyor. Düşüncelerimi şekillendiren bir diğer unsur ise Instagram’da Nagehan Alçı’nın paylaştığı fotoğraf oldu. Böyle bir kare karşıma çıktığında, bir “fashion sosyoloğu” olarak durumu analiz etmeden edemiyorum. Şimdi, Alçı’nın özel dağ kreasyonuna geçmeden önce, törenle ilgili hissettiklerimi paylaşmak istiyorum.
Dün Töreni İzlerken Teşekkür Ettiğim İsimler
Dünkü törende en çok aklımda kalan şey, Devlet Bahçeli‘nin Türkiye’ye sağladığı önemli katkı oldu. Kendisinin attığı adımlar, bu süreçte tarihi bir öneme sahip. Bu çabaların devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da gösterdiği azmi takdir etmemek elde değil. İkisi, milletimize önemli bir görev üstlendiler ve bu süreçte büyük bir cesaret gösterdiler.
CHP’nin Dışarıdaki ve İçerideki Yüzleri
Öte yandan, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Özgür Özel ve cezaevinde bulunan Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na da teşekkür etmek istiyorum. Kendilerine haksızlık yapılmasına rağmen bu sürece destek vermeleri, milletimizin ortaklaşa bir projede birleşmesine katkı sundu.
Öcalan ve Demirtaş’ın Rolü
İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan ve Edirne Cezaevi’nde bulunan Selahattin Demirtaş’a, kaybettiğimiz Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk’e de teşekkür ediyorum. Zor bir dönemde büyük bir sorumluluk üstlenerek önemli bir adım attılar. Umarım bu süreç, Türkiye’nin huzura kavuşmasını sağlar.
Barış Süreci ve Türk-Kürt İlişkileri
Ancak bilmemiz gereken bir gerçek var: Bu süreç tamamlanmamış durumda. Kürtlerle barış sağlandı, ancak şimdi Türklerle barışma zamanı. 31 Mart seçimlerinde halkın iradesini yansıtan CHP’nin belediye başkanları cezaevinde. Seçilmiş olan bu bireylerin, atanan hakimler ve savcılar tarafından haksız yere tutuklandığını unutmamalıyız. Her on Türk vatandaşından dokuzu “Bu ülkede adalet kalmadı” diyor. Düşünce özgürlüğü askıya alındı ve muhalif medya susturuldu.
Devlet Bahçeli’ye Bir Çağrı
Şimdi, Sayın Bahçeli’ye sormak istiyorum: Kürtlerle barışı sağladınız, peki mutsuz Türklerle barışı nasıl sağlayacaksınız? Bu rejim, ülkenin yarısını mutsuz eden uygulamalara devam mı edecek? Kurucu Önder’e uzattığınız eli, seçilmiş Türk belediye başkanlarına ve sanatçılara da uzatmanızı bekliyoruz.
Öcalan’a Bir Soru: Türklerin Mutsuz Olduğu Bir Türkiye’de Kürtler Nasıl Mutlu Olabilir?
Sayın Öcalan, Türklerin mutsuz olduğu bir Türkiye’de Kürtlerin mutlu olabileceğini düşünüyor musunuz? Geçmişte pek çok zorluk yaşadık, ama şimdi Türklerin de benzer acılar yaşamasını mı bekleyeceğiz? Kardeşliği gerçekten yaşamak isteyenlerin bu duruma bir çözüm bulması gerekiyor.
Geçmişteki Sahiplenme ve Bugünkü Eleştiriler
Unutmayalım ki, şu an cezaevlerinde bulunan seçilmiş belediye başkanları ve aydınlar, geçmişte Kürtlerin sorunlarına en çok sahip çıkan isimlerdi. Şimdi el sıkıştıkları kişiler, o dönemde Türkleri “terörist” diye yaftalayan gazetelerin temsilcileri. Eğer mutlu bir Türkiye istiyorsanız, şimdi de o mazlum insanlara sahip çıkmalısınız.
Nagehan Alçı’nın Kıyafeti: Bir Fashion Sosyologun Gözünden
Gelelim Nagehan Alçı’nın paylaştığı dağ kıyafetinin analizi. Instagram’da gördüğümde, “Dağdaki PKK militanı kadınların kıyafetini” hatırlattı bana. Bu yorum, Paris’te yaşamaya başlayan yazar Oray Eğin’den geldi: “Militan chic.” İlk kez duyduğum bu terim, Nagehan’ın kıyafetinin dikkat çekici ve özenle seçilmiş olduğunu gösteriyor. Renklerin dağdaki parkalardan ilham aldığını söyleyebilirim.
Tom Wolfe’un Radical Chic’i ve Kıyafet Detayları
Ünlü yazar Tom Wolfe’un “radical chic” ifadesini hatırlatıyor bu kıyafet. Dikkatli bakıldığında, Nagehan’ın giydiği detaylar oldukça özenli. Gömleği, belinden fiyonklanmış ve dikkat çekici bir şekilde karnını açıkta bırakıyor. Pantolon ise ünlü gazeteci Martha Gellhorn‘un kıyafetlerini aklıma getiriyor.
Sosyetik Gazeteciler ve Törenin İki Yüzü
Töreni izleyen gazeteciler arasında çeşitlilik var. Devletin davetlisi olan gazeteciler “sosyetik törenciler,” DEM’in davetlisi olanlar ise kendilerini “lokal” olarak değerlendiriyor. Kendi imkanlarıyla gidenler ise “başına buyruklar.” En şanslı olanlar ise devlet imkanlarıyla gelenler.
Barzani’nin Düzenlediği Organizasyon
Barzani’nin adamları, organizasyonu mükemmel bir şekilde sağlamış. Hatta silahların bırakıldığı alana klima bile konmuş. Başka gazetecilerin barış sürecine olan bakış açıları da oldukça çeşitli. Umarım bu süreç, Türkiye’nin sorununu kalıcı bir şekilde çözer ve herkes için barış getirir.