Temajet © 2021. Tüm hakları saklıdır.

Sokak Haber

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Güncel
  4. »
  5. Gazetecilik Mücadelesi: Dosyanın Peşini Bırakmayacağız!

Gazetecilik Mücadelesi: Dosyanın Peşini Bırakmayacağız!

Haber Merkezi Haber Merkezi - - 5 dk okuma süresi
0

Son günlerde Türkiye’de medyanın durumu oldukça çalkantılı. Cezaevinde bulunan Flash Haber TV’nin sahibi Erkan Kork ile ilgili yürütülen “malvarlığı değerlerini aklama” soruşturması, gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel‘in gözaltına alınmasına neden oldu. İki gazeteci, “tehdit” ve “şantaj” suçlamalarıyla karşı karşıya kalırken, adli merciler tarafından yurt dışına çıkış yasağı ve haftada iki gün imza verme şartıyla serbest bırakıldılar.

Adliyeden çıkan gazeteciler, gözaltına alınma sürecine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Timur Soykan, iktidarın yalnızca kendine yakın olan gazetecilerin habercilik yapmasına izin vermek istediğini belirterek, “Biz sonuna kadar bu skandalı araştırmaya devam edeceğiz” dedi. Diğer yandan, Murat Ağırel, “Gazetecilik suç değildir dedik ve biz bugün ne yaptıysak yarın on katını daha fazla yapacağız” ifadelerini kullandı.

Erkan Kork’un İfadesi ve Gözaltı Süreci

Erkan Kork, 7 Nisan’da cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile savcılığa verdiği dilekçede, Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu’nun Flash TV’yi satın almak için girişimde bulunduğunu ve bu süreçte kendisine tehditler yapıldığını öne sürdü. Kork, gazetecilerle yaptığı görüşmelerin ardından, kendisinin baskı altına alınmaya çalışıldığını iddia etti. Bu şikayetten sonra gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel, savcılık tarafından “şantaj” suçlamasıyla gözaltına alındı.

Timur Soykan: Gerçekleri Araştırmaya Devam Edeceğiz

“Bir haber yaptık, bir röportaj yaptık. O röportaj, yasa dışı bahis baronu olduğu iddia edilen bir kişinin faaliyetleri ile ilgiliydi. Ülkede hukuk o hale gelmiş ki, yasa dışı bahis baronu olduğu iddia edilen kişi tutuklanıyor ve cezaevinden bize yalanlar söylüyor. Bu durumu yargı ciddiye alıyor, ama biz sadece gazetecilik yapıyoruz.”

“Bir yasa dışı bahis baronu, bir banka satın alıyor ve buna MASAK nasıl izin veriyor? Bu, dünyanın her yerinde büyük bir skandal olarak değerlendirilir. Biz bu skandalı araştırdığımız için şantajla suçlanıyoruz. Gazetecilik faaliyetimiz nedeniyle baskı görüyoruz.”

“Bugün BDDK skandal düğünü nedeniyle ödül almaya hazırlanıyordum. Ancak evimize baskın yapıldı ve polisler tarafından adliyeye getirildik. Bu durumun yaşanması, ülkemizde hukuk sisteminin ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.”

Murat Ağırel: Gazetecilik Mücadelesinden Vazgeçmeyeceğiz

“Bayramdan önce emniyetten ifademizin alınması için arandık. Ancak bize bayramdan sonra ifademizi verebileceğimizi söylediler. Sonrasında, sabah saatlerinde polis evime baskın düzenledi. Gazetecilik yaptığımız için şantaja maruz kaldığımız iddia ediliyor, fakat dosyada hiçbir somut delil yok.”

“Gazetecilik, bir suç değil. Bizim peşinde olduğumuz dosyada hiçbir şey yok. Biz buluşmak istemediğimizde, karşı tarafın bizi tehdit ettiğini belirttik. Ancak bizim ses kayıtlarımız ortada ve bu kayıtlarda suçlamaların yalan olduğu açıkça görülüyor.”

“Bu süreçte gazetecilik mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz. Bizim üzerimizde baskı oluşturarak, bu dosyanın kapanmasını istemek, gazeteciliğin özüne aykırıdır. Biz bu skandalı araştırmaya devam edeceğiz.”

Sürecin gelişmeleri, medyada yaşananları ve gazetecilerin karşılaştıkları zorlukları gösteriyor. Türkiye’de medya özgürlüğü ve basın hürriyeti adına yapılan bu mücadelenin önemi gün geçtikçe artıyor. Gazetecilik, sadece bir mesleki faaliyet değil, aynı zamanda toplumun aydınlatılması için kritik bir rol üstleniyor. Bu nedenle Soykan ve Ağırel gibi gazetecilerin cesaretle ve kararlılıkla sürdürdükleri gazetecilik faaliyetleri, tüm toplum için büyük bir anlam taşıyor.

İlgili Yazılar