Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu’na katıldı.
TİSK’in düzenlediği programa katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan burada iştirakçilere hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan programdaki konuşmasında iktisada yönelik net iletiler verdi.
“Yılın ikinci yarısında enflasyondaki düşüş daha fazla hissedilecek”
Enflasyonda düşüş ivmesine geçildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ikinci yarısında enflasyondaki düşüş daha fazla hissedilecek” vurgusu yaptı.
“Ekonomi politikalarımız meyvelerini toplamaya başladı”
Ekonomi idaresine inançlarının tam olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm jeopolitik risklere karşın kararların meyvelerini vermeye başladığını memnuniyetle görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iktisada yönelik iletilerinde şunları kaydetti:
Gelecek periyoda ait yol haritalarımızı belirledik. Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı maksadına ulaşarak taçlandıracağız. Gayemize adım adım yürüyoruz. İktisatta önümüzdeki 5 yıla ilişkin yol haritamızı şekillendirdik. İktisat idaresine ve siyasetlerine itimadımız tamdır. Tüm jeopolitik risklere karşın kararların meyvelerini vermeye başladığını memnuniyetle görüyoruz. Rezervlerimiz güçlendi, yabancı yatırım girişi arttı, kur hareketleri azaldı. Merkez’in toplam rezervi 145.5 milyar doları buldu. İhracatta Cumhuriyet tarihi rekoru kırıldı. Enflasyon sıkıntısının tahlili için ağır çaba sarf ediyoruz. 2023 enflasyonumuz 64,8 olarak gerçekleşti. Çekirdek ve manşet enflasyonun son aylardaki düşüş eğilimi OVP ile uyumludur. Enflasyondaki tesirler yılın ikinci yarısında daha net hissedilecektir. Gümrük Birliği’ni güncelleyerek AB ile ticari bağlantılarımızı geliştireceğiz. Hükümetlerimizin alameti farikası olan mali disiplinden taviz vermeyeceğiz. Merkez Bankamızın izlediği siyasetlerle birlikte finansman maliyetlerinin arttığını görüyoruz. Yatırımı ve ihracatı destekleyici finans imkanları oluşturmanın uğraşındayız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu formda:
TİSK, 60 yılı aşan tarihi boyunca ülkemizdeki patronların temsilcisi olarak değerli bir misyon icra ediyor. Konfederasyon kamu, personel, patrondan oluşan çalışma hayatımızın 3 ana aktöründen biridir. Patronlarımızın haklarını hukukunu koruyan TİSK, ülkemizdeki çalışma barışının temininde de kilit roller üstleniyor. İşyerlerinde yaklaşık 2 milyon kardeşimiz çalışıp konutuna ekmek götürüyor.
Yaklaşık 256 milyar dolara ulaşarak rekor kırdığımız 2023 yılı ihracatına katkı veren TİSK mensuplarına teşekkürü borç biliyorum.
Sıcak çatışmalar, krizler, global iktisattaki artan belirsizliğe karşın ihracatta kırdığımız tarihi rekoru değerli görüyoruz. Türkiye kaliteli büyüme amacına emin adımlarla ilerliyor. TİSK’in minimum fiyat müzakerelerinde de son derece yapan tutum sergiledi. Görüşmeler çalışanlarımızın ve patronlarımızın gereksinimleri çerçevesinde rasyonel olarak yürütüldü. Yüzde 49 artışla 17 bin 2 lira olarak belirlenen minimum fiyatın güzel olmasını diliyorum.
Yeni taban fiyatla çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme kelamımızı bir kere daha yerine getirmiş olduk. Patronun yükünü hafifletmek, personelin gelirini artırmak hedefiyle taban fiyattan gelir ve damga vergilerini kaldırmıştık. Sigorta prim takviyesini 700 liraya çıkararak biz de elimizi taşın altına koyduğumuzu gösterdik.
Türkiye iktisadı büyüdükçe ortaya çıkacak katma pahadan 85 milyonun tamamı istifade edecektir. Türkiye’nin global riskleri muvaffakiyetle yönetecek kapasiteye sahip olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bizim birinci ve öncelikli kriterimiz Türkiye’ye ve mensubu olduğundan iftihar ettiğimiz aziz milletimize hizmettir. Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi için taş üstüne taş koyan herkesin başımızın üstünde yeri vardır.
Bu ülkeden kazandığını kendisiyle birlikte bu ülkenin refahı için sarf eden yatırımcıya dayanak olmak asli vazifemizdir. 21 yılı geride bırakan iktidarlarımızın hiçbir devrinde sermaye ayrımcılığı yapmadık. Bugün bile acı ve utançla hatırlanan 28 Şubat’taki sermayeyi renklere bölen anlayış başta olmak üzer ülkemiz iktisadına ziyan verecek hiçbir yaklaşımı kabul etmedik, etmeyeceğiz. Kaygılar ve hassasiyetler üzerinden yürütülen kampanyaların ülkemize hiçbir yarar sağlamadığını deneyim ettik. Hiçbir farklılığı ayrışma ve kamplaşma vesilesi olarak görmüyoruz. Bu hakikatleri zenginlik nişanesi olarak kabul ediyoruz. Tüm vatandaşların katkısına muhtaçlık duyduğumuzu asla unutmuyoruz.
Milli bekamızın teminatı olan kardeşliğimize hücumların ağırlaştığına şahit oluyoruz. Bu hücumların en değerli sebepleri Türkiye’nin kendi hak ve menfaatlerini müdafaa konusundaki kararlığı ve Filistin davasındaki dik ve odunsuz duruşudur. Birden fazla çocuk ve bayan 23 bin günahsızın katledildiği Gazze’de ülkemiz Filistinli mazlumlardan yana hal almıştır. İsrail idaresinin vahşet siyasetine karşı tüm dünyada giderek artan reaksiyonların gerisinde ülkemizin yürekli duruşunun hissesi vardır. MİT’in yurt içi ve sonlarımız ötesinde Türkiye düşmanları ve aparatlarına karşı çok ağır darbeler indiriyor. Şer güçlerin maşalığını yapan terör örgütlerine nefes aldırılmıyor. Eski Türkiye’ye alışık olanların bundan rahatsızlık duyması tabidir. Kullanım ömrü bitmiş küf kokan eski tartışmaları piyasaya sürme teşebbüsleri asla günahsız değildir. İç kalemizi çökertme teşebbüslerine katiyetle müsaade vermeyeceğiz.
Milletin ortasına nifak örülmesine seyirci kalmayacağız. 28 Şubat devrinden çok uygun hatırladığımız zehirli, toksik ve tehlikeli tartışmaları hızla geride bırakmamız gerekiyor. Kim bunlara odun taşıyor, kutuplaşma yapıyorsa biliniz ki milletin uygunluğunu mutlaka istemiyor demektir. Uğraşın zorluğu ve bölgenin durumu ortadayken bizim bu yapay tartışmalara harcayacak tek bir saniyemiz bile olamaz.
Çöpten çukurdan kurtardık, İstanbul yakında yeni günlerine dönemk istiyor. Yüzden bizim mottomuz ‘Yeniden İstanbul’. Bunun için çok çalışacağız, İstanbul’u yine ihya etmek için var gücümüzle çalışacağız.
Ayrıntılar geliyor…
