İktidarın DEM Parti’ye Çelişkili Yaklaşımı: Terör Faaliyeti mi, Kardeşlik mi?
Halk TV yazarı İsmail Saymaz, bugünkü yazısında iktidarın Demokrasi ve Progress (DEM) Partisi’ne bakışındaki çelişkileri mercek altına alıyor. Saymaz, “DEM, seçimde CHP’yi destekleyince terör faaliyeti, AK Parti ile ittifak edince ise bin yıllık kardeşlik ve ümmetin birliği oluyor” sözleriyle dikkat çekiyor. Bu durum, Saymaz’ın sorduğu “CHP’ye suç ve haram olan, AK Parti’ye hak ve helal mi?” sorusunu gündeme getiriyor.
Erdoğan’ın Üçlü İttifak Açıklamaları ve DEM Parti’nin Rolü
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “AK Parti, MHP ve DEM, biz en azından üçlü olarak bu yolu beraber yürümeye karar verdik” açıklaması, sadece “terörsüz Türkiye” hedefiyle sınırlı kalmıyor. Saymaz, Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olabilmesi ve gerekli anayasa değişikliği için DEM Parti’nin 58 milletvekiline ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Bu da iktidarın DEM Parti’yi muhalefet blokundan koparma çabası olarak değerlendiriliyor.
Saymaz, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasının arka planına da ışık tutuyor. Özer, tutuklandığı süreçte aslında ana hedefin Ekrem İmamoğlu olduğunu öngörmüştü. Saymaz, Özer’in tutuklanma sürecini “Esenyurt’tan Saraçhane’ye tünel kazıyorlar” başlığıyla önceden öngörmüş olduğunu ifade ediyor.
CHP ve DEM Parti Arasındaki İttifakın Bedeli: Cezaevleri
İsmail Saymaz, Özer’in iddianamesinde yer alan bazı iddialara da değiniyor. 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesinde CHP ile DEM Parti arasında kurulduğu iddia edilen “kent uzlaşısı”nın KCK Eşbaşkanı Duran Kalkan’ın talimatıyla gerçekleştirildiği öne sürülüyor. Bu iddialar, KCK Eşbaşkanı Bese Hozat’ın bir açıklamasıyla destekleniyor. Hozat, “Kent uzlaşısının Türklerle Kürtlerin uzlaşması olduğunu” vurguluyor. Saymaz, Özer’in tutuklanan ilk CHP’li başkan olmasının yanı sıra, pek çok diğer belediye başkanının ve meclis üyesinin de tutuklandığını aktarıyor.
“CHP’liler DEM Parti ile uzlaşının bedelini cezaeviyle öderken… Meğer asıl DEM’lenen, AK Parti iktidarıymış.”
Bu ifadelerle, iktidarın kendi politikalarının ne kadar çelişkili ve çıkar odaklı olduğunu gözler önüne seriyor. Saymaz, AK Parti’nin “terörsüz Türkiye” hedefi için DEM Parti ile temas kurduğunu ve PKK’nın kendini feshetmesi durumunda her yolun denenmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak, “Fakat CHP’ye suç ve haram olan, AK Parti’ye hak ve helal mi?” sorusuyla bu durumu sorgulamaya devam ediyor.
Sonuç: İktidarın Stratejileri ve Demokratik Süreçler
Sonuç olarak, İsmail Saymaz’ın yazısı, iktidarın Demokrat Parti’ye bakışındaki çelişkileri ve CHP ile olan ilişkisini sorgulayan önemli bir değerlendirme sunuyor. İktidarın, siyasi çıkarları doğrultusunda nasıl bir strateji izlediği ve bu stratejinin sonuçları, Türkiye’nin demokratik süreçlerine ne ölçüde etki ediyor? Bu sorular, Türkiye’deki siyasi iklimin ne kadar karmaşık olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Siyasi partilerin birbirleriyle olan ilişkileri, sadece seçim dönemlerinde değil, her zaman dikkatle izlenmesi gereken bir konudur. İktidarın DEM Parti ile kurduğu ilişki, sadece siyasi bir hesaplaşma değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceği için de kritik bir öneme sahip. Bu durum, hem muhalefet hem de iktidar tarafında dikkatle değerlendirilmesi gereken bir durum olarak öne çıkıyor. Türkiye’de demokrasinin ne yönde evrileceği ise belirsizliğini koruyor.