Gazeteci Can Ataklı, sık sık skandal açıklamalarıyla reaksiyon çekiyor.
Bunun bir örneği de kısa mühlet evvel yaşandı. Ataklı bu kere şehit anne ve babalarını amaç aldı.
Konuya ait yürütülen ise tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Mustafa Can Ataklı ‘şüpheli’ sıfatıyla yer alırken, Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı, Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı ve Memur Sendikalarının da ortasında olduğu 6 ‘müşteki’ bulundu.
Kin ve düşmanlığa yönlendirici nitelikte
Hazırlanan iddianamede, 25 Aralık 2023’te platformunda görüntü yayınlandığı, görüntü incelemesi sonucunda ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik yahut aşağılama’ hatasını içeren kelamların bulunduğu ve re’sen soruşturma süreçlerine başlandığı anlatıldı.
Şüpheli Ataklı’nın kelamlarının kışkırtıcı tavır ve davranışlar sergilemeye yönelik tabirler içerdiği, kelamların halkın bir kesitinin öteki bölümü aleyhine kin ve düşmanlığa, ayrımcılığı gerektirecek nefrete yönlendirici nitelikte olduğu aktarıldı.
Endişe verecek formda bir tesir oluşturduğu kaydedildi
Videonun toplumsal medya ve basın yayın organlarında yayınlanmasının akabinde birçok hesap ve küme tarafından yorumlarla birçok kez paylaşılarak medyada gündem oluşturduğunun belirtildiği iddianamede, tahrik edilenler nazarında kaygı oluşturacak biçimde tesir oluşturarak kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığı kaydedildi.
“Öfkelenen bütün şehit ailelerinden özür diledim”
Şüpheli Ataklı’nın tabirine de yer verilen iddianamede şu sözlere yer verildi:
‘’Son 25 yıl içerisinde en az 3 bin televizyon programı yaptım, bütün bu müelliflik ve televizyon yorumculuğu hayatımda 1 ya da 2 dava ile karşılaştım. Müelliflik ve televizyon sunuculuğu sürecinde ve ömrüm boyunca teröre ve bilhassa PKK terörüne karşı daima dik durdum. Türkiye’nin terörle çabasına mesleğim boyunca en güçlü takviyesi verdiğime inanıyorum. Soruşturmaya mevzu olan görüntüdeki yalnızca 9 saniyelik bir kısım gayeli biçimde kesilip toplumsal medya üzerinden paylaşılarak tüm hayatım boyunca hiç rastlamadığım bir linç kampanyasına dönüştürüldü.
Kelam konusu 9 saniyelik kısmın önü ve ardı aslında hiçbir formda cürüm sürece kastım olmadığını, daima hürmet duyduğum şehitler ve ailelerine hakaret içermediği görülmektedir. Gerçekten o kelamları söylediğim anın çabucak akabinde bu sözlerim elbette acılı babaya değil ona mikrofon tutanlaradır dedim. Gelen yansılar üzerine bir gün sonraki birebir kanalda yayınlanan görüntümde açılan linç kampanyasını anlattığım üzere oluşturulan algının tesirinde kalarak üzülen, kırılan ve öfkelenen bütün şehit ailelerinden özür dilediğimi lisana getirdim ve bunu da görüntünün görünür yerine başlık olarak koydum.”
“Derin bir hüzün duydum”
İfadesinin devamında Ataklı’nın, ‘’Şehit ailelerine saygısızlık hakaret halkı kin ve nefrete sürüklemek ve palavra bilgiyi alenen yayma hatalarının tarafıma atfedilmesinden derin bir ıstırap duydum. Yapılanın organize bir linç ve algı operasyonu olduğuna inanıyorum. Bugüne kadar ki meslek hayatımın da yazdıklarımın söylediklerimin göz önüne alınarak asla hatalı olmadığımı beyan etmek istiyorum.’’ dediği de kaydedildi.
3 yıla kadar mahpus talebi
Hazırlanan iddianamede kuşkulu Ataklı’nın ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik yahut aşağılama’ kabahatinden 1 yıldan 3 yıla kadar mahpus cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelinin yargılanmasına 19 Mart tarihinde İstanbul 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.
Ne olmuştu?
Ataklı, canlı yayınında şehit ailesini maksat alarak ağır ithamlarda bulundu.
Şehit Piyade Kontratlı Er Kemal Aslan’ın babası Mehmet Aslan’ın cenaze merasiminde, “Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’ya özgürlük isteyenlere hakkımı helal etmiyorum.” sözlerini eleştiren Ataklı, şu tabirleri kullandı:
“Bir güruh PKK’ya hizmet ediyorsunuz diyor. Büsbütün provokasyon. Öbür tarafta da mikrofon tutuşturuyorlar adamın eline. Kavala’ya ve Öcalan’a özgürlük isteyenlere hakkımızı helal etmiyoruz’ diyor. Kimsin lan kimsin? Şehit babası olunca canının istediğini söylemeye hakkın mı var?”
Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı (İHA)
