Temajet © 2021. Tüm hakları saklıdır.

Sokak Haber

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Güncel
  4. »
  5. Altan Öymen: Bir Baba Dostunun Hikayesi

Altan Öymen: Bir Baba Dostunun Hikayesi

Haber Merkezi Haber Merkezi - - 5 dk okuma süresi
0

“`html

Altan Bey’in Beklenmedik Veda Anı: Bir Dönemin Sonu

Altan Bey artık aramızda yok… Bu cümleyi duymak, hissetmek ve yazmak o kadar zor ki. Hayatın doğal bir parçası olan ölüm, bazı insanlar için asla gerçek olmayacak gibi görünür. Altan Bey, bu insanların en belirgin örneklerinden biriydi. Onu tanıyan birçok kişi gibi, ben de onun ölümsüz olduğuna inanıyordum.

Geçmişin İzleri: Altan Bey ile Anılar

Altan Bey, benim ailemle derin bir bağa sahipti. Babamla uzun yıllar birlikte çalışmış ve dost olmuşlardı. Babam, “Benden daha genç olan tek kişi o” derdi. Biz doğmadan çok önce, hayatımızın bir parçası olmuştu. Gazetecilik ve siyaset dünyasında benzersiz bir karakterdi. Mizah anlayışı ve gülümsemesi, onu diğerlerinden ayıran temel özellikleriydi.

Son kez Altan Bey ile bu yılın başlarında bir dost meclisinde bir araya geldim. O gün, onu son kez göreceğim aklıma bile gelmedi. 93 yaşına rağmen sosyal ve siyasal yaşamda genç bir delikanlı gibi görünüyordu. Ölümünün geldiği aklımın köşesinden bile geçmemişti.

Bir Zamanın İzleri: Altan Bey ve Çetin Altan

22 Ekim 2015’te Altan Bey’in vefatı, benim için bir büyük kayıptı. O dönemde babam Çetin Altan 88 yaşındaydı, Altan Bey ise 83. Teşvikiye’deki cenazesinde, sadece babamla olan ilişkisini değil, gençlik yıllarındaki meslek hayatlarını da derinlemesine anlattı. Altan Öymen, 18 yaşında gazeteciliğe CHP’nin resmi yayın organı olan Ulus Gazetesi’nde başlamıştı. O zamanlar Çetin Altan da orada muhabirlik yapıyordu.

Altan Bey, geçmişte yaşadığı tüm deneyimleri kitaplarına da aktararak, meslek dostluklarının ne kadar derin olduğunu ortaya koydu. Aile dostlukları, zamanla daha da güçlenmişti.

Hayatın İçinde ve Dışında: Altan Bey’in Hikayesi

Altan Bey, hayatının her alanında etkili bir figürdü. 1970’li yıllarda, babam hapisteyken, Almanya’dan dönerken bizimle buluşmuştu. Uçakta, ertesi gün devalüasyon olacağını yazmıştı. O gün, hayatın içinden gelen bilgisiyle hareket ederek, cebindeki dövizleri Türk parasına çevirmişti. Bu durum, onun hayatı ne kadar iyi okuyabildiğinin bir göstergesi oldu.

Altan Bey’i daha yakından tanıdığım yıllar, baskı dönemlerinin yoğun olduğu dönemlerdi. O zamanlar, gazetecilik kariyerine Akşam gazetesinde başlamıştı. Ancak baskı ve tutuklamalar onu bu işten uzaklaştırdı. Dalgınlığı ile ünlü olan Altan Bey, o dönem “uçak kaçırmakla” bile suçlanmıştı. Bununla ilgili espriler, dönemin en popüler fıkraları arasında yer aldı.

Değişen Zaman: Siyaset ve Gazetecilik

1972’deki sıkıyönetim baskısı, Altan Bey’i Akşam gazetesinden ayırdı. Kısa süre içinde Anka Ajansı’nı kurarak gazeteciliğe devam etti. Birkaç yıl sonra, Türkiye’deki siyasi atmosfer değişti. Bülent Ecevit başbakan olduğunda, Altan Bey milletvekili oldu. Bu dönem, Aysel Öymen’in de Hazine Genel Müdürlüğü’ne atanmasıyla önemli bir dönüm noktası oldu. Aysel Hanım, bu göreve atanan ilk kadın olarak tarihe geçti.

Baskı dönemleri sona ererken, Altan Bey, hayatının geri kalanında gazeteciliğe ve yazarlığa devam etti. Yaşadıklarını kitaplaştırdı, daha iyi bir Türkiye için mücadele etti. Ancak, hayal ettiği Türkiye hiçbir zaman gerçek olmadı.

Son Veda: Hatıralar ve Anılarda Yaşayacak

Altan Bey’in ölümü, benim için büyük bir kayıp. Birayı, espriyi ve gazeteciliği seven, hayata büyük bir sevinçle bakan biriydi. Zor günlerde bile büyük bir sükunetle yaşamaktan vazgeçmedi. Ölümünü kabul etmek, ne yazık ki zor geliyor. Onun gibi bir insanın aramızdan ayrılması, kesinlikle zorlayıcı bir durum. Hatıralarımızı oluşturan insanlar giderek azalıyor. Gittiği yerin huzurlu olmasını diliyorum, çünkü bu dünyada yaşananlar pek iç açıcı değildi.


Bu yazı, Altan Bey’in anısına ve gazetecilik hayatına bir saygı duruşudur.

“`

İlgili Yazılar