İlk kez bir yazıya başlayacak cümleyi bulamadım. O denli usta bir kalem değilim. Tahminen ondan. Tahminen de gördüklerime inanamayıp, nererden, nasıl başlayacağımı bilmediğimden. Sonunda bu da oldu! Her gün ekranlarda, gazetelerde gördüğümüz şiddet olaylarının en son örneğini yeşil alanlarda gördük.
Dün akşam oynanan Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçının sonunda Ankaragücü kulübünün lideri olacak Faruk Koca isimli şahıs, depar atarak alana daldı ve müsabakanın hakemi Halil Umut Meler’e yumruk attı.
Maç içindeki kararlarını beğenmediği FİFA kokartlı hakemi bir yumrukta yere seren lider suratını alamadı, alana daldığı iki üç çapulcuyla, yerde yatan hakemi tekmelemeye başladı. Ortaya sahayı şimdi terk etmemiş olan futbolcular girmese linç edecekler Halil Umut Meler’i.
Gözbebeklerim büyümüş halde ekrana bakarken, aslında bu hale nasıl geldik diye düşünmeden edemedim. Nasıl mı geldik? Göstere göstere geldik. Geliyorum dedi bu skandal. Bu ülkede her kuruma, iliklerine kadar müdahale eden siyasal iktidar, futbola el atalı aslında çok uzun vakit oldu.
Futbolu çok seven Cumhurbaşkanımız, o denli atamalar yaptı ki futbolun atardamarlarına işte bugünkü görüntü çıktı karşımıza. Bu Rocky özentisi lider, bu hadiseden yalnızca bir kaç ay evvel yeniden bir maç sonrasında “Bana bakın, bir daha Ankaragücü aleyhine yanılgı yapılırsa, ne yapacağımı o vakit görürsünüz” diyerek yapacaklarını ilan etmiş zati.
Siyasal iktidardan aldığı güçle ‘ayağınızı denk alın’ diyerek alenen tehdit ediyor insanları. Dediğini de yapıyor. Beğenmediği birinci hakem kararında şak diye yapıştırıyor hakemin gözünün üzerine yumruğu.
Blraz daha geri gidelim. Bir kaç dönem evvel oynanan Çaykur Rizespor-Galatasaray maçından sonra tekrar şahsen Cumhurbaşkanına yakınlığı ile tanınan Rizespor lideri maçın hakemi için “Silahım yanımda olsaydı vururdum” diyor. Hem de kameraların gözünün içine baka baka. Çekinmesi de yok. Neden çekinecek? Kimden çekinecek? Ardında koskoca Cumhurbaşkanı var. Bir kişi de çıkıp “Kimi vuruyorsun birader, sen kimsin “ demiyor. Diyemiyor.
Kim bu beyefendiler? AK Parti’nin içinde faal siyaset yapmış, göstermelik güçlerini de Cumhurbaşkanından alan şahıslar. Bu hakeme yumruk atan şahıs, AK Parti’de milletvekilliği de yapmış üstelik. Sonra da yetti bu kadar siyaset deyip Ankaragücü üzere esaslı bir kulübe lider yapılmış. Yalnızca lider atamaları mı yapıyor siyasal iktidar futbolda? Sayın Cumhurbaşkanımızın onayı ve müsaadesi olmadan TFF’ye damacana su bile alınamaz. En alt kademeden, en üst şuralarına kadar Türk futbolunu iktidar yönetiyor.
Kimse kusura bakmasın, bu olay yalnızca bir kulüp liderinin öfke patlaması falan değil. Külahımıza anlatsınlar. Bu, devletin her kademesinde yaşanan liyakatsız atamaların bizi ve ülkeyi getirdiği durumun fotoğrafıdır, rezaletin son perdesidir. Türkiye Futbol Federasyonu’ndan Merkez Hakem Şurası’na, kulüp liderlerinden teknik heyetlere kadar her ünite, herkes sorumludur bu kepazelikten.
Şimdi ne mi yapılmalı? Şu yapılmalı, bir saniye daha boşa geçirmeden ve gözünün yaşına bakılmadan bu ve bunun üzere ADAMLAR derhal futboldan uzaklaştırılmalı, hatta stadın önünden bile geçirilmemelidir.
Dün gece Türk futbolunda kara bir sayfa açıldı. O sayfayı yırtıp atmak istiyorlarsa futbolun içindeki tüm konseyler yine yapılandırılmalıdır. Futbolla uzaktan yakından alakası olmayan bu “tiplerin” yerine futbolun ilmini, kitabını okumuş, yazmış, liyakat sahibi insanlara yer vermeye başlanmalıdır. Alt yapısından üst yapısına kadar futbolda yetki gücünü iktidardan değil, bilgisinden ve yeteneğinden alan insanlara teslim edilmelidir.
Yoksa, Ankaragücü’nün alanını 10 maç kapatsan ne olur, kapatmasan ne olur? 10 puanını silsen ne olur mesela? Hiç bir şey olmaz. Yönetenler bu ve gibisi zihniyetler olduğu sürece bu olayların üzerine koya koya sarfiyat, dünyaya da kepaze olmaya devam ederiz.
