Şok Gelişme: Üç Avukata ‘Cumhurbaşkanına Hakaret’ Suçlaması!
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, dikkat çekici bir karar alarak Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) mensubu üç avukat hakkında iddianame hazırladı. Avukatlar Ali Serdar Çıngı, Fettah Ayhan Erkan ve Pınar Akbina Karaman, Cumhurbaşkanı’na hakaret etmekle suçlanıyor. Peki, bu iddiaların arka planında neler yatıyor?
İddialar Suç Duyurusuna Dönüşmüştü
Avukatların, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in kamuoyuna yansıyan iddiaları üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı hükümet yetkilileri hakkında gerçekleştirdikleri suç duyurusu, iddianamenin ana gerekçelerinden biri olarak gösteriliyor. Bu suç duyurusunda, 15 Temmuz sonrası devlet envanterinde bulunmayan kalaşnikof tüfeklerin AKP Gençlik Kolları’na ait bir araçla sivil halka dağıtıldığına dair ciddi iddialar yer alıyordu. Ancak bu başvuru, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “soruşturmaya yer olmadığı” gerekçesiyle kapatıldı.
Adnan Oktar Bağlantılı Suç Duyuruları da Takipsizlikle Sonuçlandı
Bu olayla benzerlik gösteren bir başka durum, gazeteci Barış Terkoğlu’nun gündeme getirdiği Adnan Oktar’a yakınlığı ile bilinen Abdülkerim Murat Atik’in TCDD Genel Müdürlüğü’ne atanmasıyla ilgili suç duyurusuydu. Bu başvuru da takipsizlikle sonuçlandı. Türkiye’deki hukuki süreçlerin karmaşık yapısı ve siyasi figürlere karşı yapılan suçlamaların sonuçsuz kalması, hukuk camiasında büyük tartışmalara yol açıyor.
Deliller ve İddianamenin İçeriği
Savcılık, avukatların daha önceki suç duyurularındaki ifadelerini delil olarak kullanarak, Cumhurbaşkanı’na hakaret iddialarını destekleyen bir iddianame oluşturdu. İddianamede yer alan suç duyurusu dilekçeleri, bu avukatların davanın temelini oluşturuyor. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü de 8 Ağustos 2025 tarihli yazısıyla, söz konusu avukatlar hakkında kovuşturma izni vermiş durumda.
Yargı Süreci Başlayacak mı?
Söz konusu dosya, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Buradan çıkacak karar, sadece avukatlar için değil, aynı zamanda Türkiye’deki hukuk sisteminin işleyişi açısından da büyük önem taşıyor. Özellikle siyasi figürlere karşı yapılan suçlamaların nasıl bir gelişim göstereceği merakla bekleniyor. Hukukun üstünlüğü ve adalet arayışı, bu tür vakalarla birlikte daha fazla sorgulanır hale geliyor.
Toplumda Yansımaları Olacak mı?
Bu dava, toplumda geniş yankılar uyandırabilir. Siyasi bir figüre karşı yapılan eleştirilerin yargıya taşınması, adalet arayışında olan birçok birey ve topluluk için endişe kaynağı olabilir. Özellikle ifade özgürlüğü ve avukatların savunma hakkı konusundaki tartışmalar, Türkiye’nin mevcut siyasi ikliminde yeni bir boyut kazanabilir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu kararının, Türkiye’deki hukuki süreçlerin seyrini nasıl etkileyeceği şimdiden merak konusudur. Kamusal alanda tartışılan bu tür davalar, hukuk sisteminin ne denli bağımsız olduğu ve vatandaşın haklarının ne ölçüde korunabildiği gibi hususları toplumun gündemine taşıyor.
Sonuç olarak, Ali Serdar Çıngı, Fettah Ayhan Erkan ve Pınar Akbina Karaman hakkında başlatılan bu dava, sadece üç avukat için değil, tüm Türkiye için önemli bir hukuk davası olarak kayıtlara geçecek. Hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve adalet arayışındaki belirsizlikler, bu gelişmeler ışığında daha da derinleşecek gibi görünüyor.
