Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti son 7 gündür uluslararası alanda önemli bir mahkeme kararını halkından saklıyor. Fatih Altaylı’nın geçen haftaki yazısında dile getirdiği çelişki, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında aldığı uluslararası tutuklama kararıyla ilgiliydi. Kararı en büyük coşkuyla alkışlayan Türkiye Hükümeti, bu durumda ne kadar tutarlı davranıyor?
Fatih Altaylı’nın sorduğu sorular arasında, Netanyahu’nun soykırımcı olup olmadığı ve El Beşir’in geçmişte nasıl yargılandığı gibi önemli konular yer alıyor. Ayrıca, Ankara’nın Netanyahu için destek açıklamaları yapmasına rağmen, geçmişte aynı kişi için ne gibi adımlar attığı da tartışma konusu.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in mahkeme kararı hakkında yaptığı açıklamalar da dikkat çekici. Kararda sadece Netanyahu ve Gallant için değil, üçüncü bir kişi için daha tutuklama kararı alındığı ortaya çıkıyor. Ancak Ankara, bu üçüncü kişiyle ilgili olarak sessizliğini koruyor ve kararın detaylarını halktan saklıyor.
Mahkemenin aldığı kararlara göre, Netanyahu ve Gallant insanlığa karşı savaş suçu işlemekle suçlanıyor. Ancak aynı gün Hamas lideri Muhammed Deif hakkında da benzer bir suçlamayla tutuklama kararı çıkartılıyor. Bu durumda, iki farklı tarafın insanlığa karşı işlediği suçlar arasındaki çelişki ortaya çıkıyor.
Uluslararası Af Örgütü’nün sitesinde yer alan haberler de bu çelişkiyi destekliyor. Filistin grupları ve İsrail’in insanlığa karşı işlediği suçlar, örgüt terörü ve devlet terörü olarak ayrı ayrı ele alınıyor. Ankara’nın Hamas konusundaki resmi görüşü ise belirsizliğini koruyor.
Türkiye’nin önünde büyük bir sorun var; Katar’ın Hamas bürosunu kapattığı ve Türkiye’ye taşıma ihtimali konusunda endişelerin arttığı bir dönemde, Ankara’nın nasıl bir adım atacağı belirsizliğini koruyor. Hamas’ın Türkiye’ye taşınması durumunda, ülkenin uluslararası ilişkileri ve itibarı büyük zarar görebilir.
Sonuç olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı kararlar, Türkiye’nin dış politikasını etkileyebilir ve ülkeyi zor durumda bırakabilir. Ankara’nın Hamas konusundaki tutumu ve mahkeme kararları arasındaki çelişki, ülkenin uluslararası alandaki konumunu zorlaştırabilir. Bu nedenle, Türkiye’nin Hamas konusundaki tutumunu gözden geçirmesi ve uluslararası normlara uygun hareket etmesi gerekebilir.
