Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun, İstanbul’da İrtibat Başkanlığınca düzenlenen “ Savaşı’nda Medyanın Hakikat Çabası: Şiddet, Dezenformasyon, Sansür Sempozyumu”nda konuştu.

İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamlara değinen Altun, uydurma bilgilerin ifşası için ağır efor gösterdiklerini söyledi.

Gazze’de 120 gazetecinin de şehit edildiğini belirten Altun, “İsrail savaş kabahati işliyor, soykırım yapıyor” dedi.

Altun devam eden konuşmasında ise şu tabirlere yer verdi;

“İsrail bir palavra imparatorluğudur”

Birilerinin söz ettiği üzere biyopolitika değildir. Direkt soykırım siyasetidir. Bu soykırım siyasetini biz tüm boyutları ile anlamalı, tahlil etmeli, belirlendirmeli ve onunla uğraş etmeliyiz.

Bunun için bu soykırım siyasetinin ardında yer alan siyasetçileri, bunun gerisinde yer alan kelamım ona bilim insanlarını, askerleri ve tekrar bu süreçte kullanılan teknolojileri, savaş ögelerini hepsini ayrıntılı bir halde masaya yatırmalı ve ifşa etmeliyiz.

Bu soykırım gayretini anlamak ve yanlışsız bir biçimde bununla gayret etmek için de birebir vakitte İsrail’in imaj imalat enstitüsünü anlamalı ve sorunsunlaştırmalıyız. İsrail bir palavra imparatorluğudur.

“İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımı dünyaya duyurmaya çalışıyoruz”

Bugün burada dünyanın farklı bölgelerinden, her biri alanında uzman ve deneyimli çok bedelli isimle bir ortadayız. Biz 7 Ekim’den bu yana bir yandan İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımı dünyaya duyurmaya, bir yandan İsrail’in sistematik dezenformasyon kampanyalarını bertaraf etmeye, bir yandan da Gazze halkının, Filistin halkının haklı taleplerini, tezlerini tüm dünyaya ulaştırmaya çalışıyoruz.

“Bir hakikat çabası veriyoruz”

Tarihi ve ahlaki bir sorumluluk çerçevesinde yapıyoruz bunu. Ve yeniden bunu kendimizi global vicdan toplumunun bir üyesi addederek yapıyoruz.

Küresel alanda dayanışarak, medyada, sivil toplumda, akademi ve yazın dünyasında yer alan vicdanlı entelektüellerle etkileşerek bir hakikat çabası veriyoruz.

Bugün burada tam da bu münasebetle, bu hakikat çabasının bir uzantısı olarak memleketler arası bir sempozyum düzenliyoruz.

Bugün İsrail, bir kenti, bir halkı bir daha var olmamak üzere ortadan kaldırmaya teşebbüs ediyor. Sivilleri, çocukları, bayanları katlediyor.

Sağlık çalışanlarını, gazetecileri, sivil toplum gönüllülerini bilerek, maksat alarak öldürüyor. Savaş hatası işliyor, soykırım yapıyor.

“İsrail sömürgeciliğin 20. yüzyıldaki temsilcisidir”

İsrail bir kadro dini refaranslar ile temel prestiji ile hurafeler ile varlığını, geçmişini, bugününü, geleceğini bir kalkanla müdafaaya almaya çalışsa da temel prestiji ile İsrail batılı manada faşizmin, düpedüz ırkçılığın ve sömürgeciliğin en dünyevi, en aktüel temsilcisidir.

Kuruluşundan itibaren Filistin halkına zulmeden İsrail, 19. yüzyılda kurumsallaşan batılı emparyalizmin, sömürgeciliğin 20. yüzyıldaki temsilcisidir.