Cumhuriyet Halk Partisi, terör örgütü PKK tarafından şehit edilen askerlerimizle ve yaşanan terör akınlarıyla ilgili bildiri yayımladı.
“Milli güvenliğimiz iç siyaset materyali yapılmamalıdır” başlıklı bildiride şu tabirler kullanıldı;
Pençe Kilit Harekât Bölgesinde kahraman askerlerimize yönelik PKK taarruzlarında 22 Aralık ve 23 Aralık 2023 tarihlerinde şehit olan 12 vatan evladımızın yasını tutarken, tıpkı bölgede 12
Ocak 2024 tarihinde meydana gelen hain taarruzda 9 askerimizi daha şehit verdik. İsimlerini tek tek yüreklerimize kazıdığımız şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyoruz.
22-23 Aralık 2023 tarihli taarruzların akabinde, TBMM’nin derhal bir kapalı oturum yapması ve Ulusal Savunma Bakanı ile Dışişleri Bakanının Meclis’i bilgilendirmesi; böylelikle Gazi Meclis’in ve siyasi parti kümelerinin bölgeden ve gelişmelerden kapsamlı ve hakikat biçimde bilgi almasının değeri ve gerekliliğini söz etmiştik.
“GEÇ OLDU LAKİN OLUMLU KARŞILIYORUZ”
Sözü edilen tarihte kabul edilmeyen bu talebin, TBMM’nin 16 Ocak 2024 tarihli oturumunda karşılanması ve her iki Bakan’ın Meclis’i bilgilendirmesini geç kalmakla birlikte olumlu bir tavır olarak not ediyoruz.
Bölgede ağır kış şartlarının karar sürdüğü bir periyotta, sıklaşan PKK hücumlarının gerçek tahlili, ulusal güvenliğimiz açısından büyük kıymet taşımaktadır. Yaklaşan mahallî seçimler yanında memleketler arası ilgilerde yükselen tansiyon, bu tahlilde hesaba katılması gereken konular olarak öne çıkmaktadır.
MECLİS ARAŞTIRMASI İSTEDİLER
Bu bağlamda, bir taraftan sıklaşan terör atakları karşısında sağlıklı ve faal bir Meclis Araştırması yapılarak bu tip taarruzlara karşı gerekli tedbirlerin alınması ve vatan evlatlarımızın güvenliğinin sağlanması; öbür taraftan yükselen ulusal güvenlik hassasiyetlerinin iç siyaset konusunun dışına çıkartılması büyük ehemmiyet taşımaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, alınan siyasi kararların uygulayıcısıdır. Bu çerçevede izlenen stratejinin sağlamlığı, askerin hazırlığından donanımına, üs bölgelerinin tahkiminden icrai faaliyetlere kadar uygulamanın doğruluğu, başta istihbarat olmak üzere rastgele bir zaafiyetin kelam konusu olup olmadığı hususlarında muhatap, siyasi iradedir.
Dünyadaki tüm demokratik devletlerde Meclis, böylesine değerli bir mevzuda siyasi iradeyi denetler, kendi araştırmasını yapar.
Terörle uğraş konusunun siyaset üstü olması gerektiği argümanını kullanarak Meclis kontrolünden kaçmak isteyenler, başka taraftan ulusal güvenlik mevzularını iç siyaset gereci yaparak buradan aksilik üretmekten çekinmemektedirler.
ERDOĞAN’IN TUTUMUNA TEPKİ
Ortak bildirileri siyaset materyali olarak kullanmaktan öte, Cumhurbaşkanı’nın son terör saldırısı sonrası sırf iki başkanı araması, bu alanda yaşanan ve asla uygun görülemeyecek örneklerdir.
On milyona yaklaşan mülteci sayısı, milletlerarası ilgilerde yaşanan problemler ve hudutlarında artan tehditler, ülkemizin ulusal güvenlik hassasiyetlerini geçmişle kıyaslanmayacak derecede yükseltmiştir.
Bu çerçevede ülkemizin birlik ve bütünlüğünü koruma eden, içeride ve dışarıda barış ve huzuru temin edecek siyasetlerin dikkatle kurgulanması, kutuplaştırmayı değil birleştirmeyi amaçlayan telaffuzların tercih edilmesi, böylesine değerli bahislerin iç siyaset materyali olmaktan çıkartılması, her zamankinden daha büyük bir değer taşımaktadır.
Ülkemiz, nereden gelirse gelsin, her türlü tehdidi savuşturacak güç ve kudrete sahiptir. Tüm terör örgütleri ve onları maşa olarak kullananlar bilmelidir ki, bin yıllık devlet geleneğine sahip olan Türkiye, ulusal birlik ve dayanışmasını yükselterek; kaynağı, destekleyicisi, taşeronu, uygulayıcısı kim olursa olsun, bağımsızlığına ve bütünlüğüne yönelik her türlü terör faaliyetine karşı odunsuz biçimde çaba edecektir.
Gazi Meclis’imiz yasama, denetleme ve bütçeleme fonksiyonlarıyla terörle uğraş konusunda üzerine düşen her türlü vazifesi eksiksiz yapma kararlılığı içinde olacaktır.
