İsrail’i destekleyen Almanya, tersi adımlarını sürdürüyor.
Antitemizmi münasebet olarak ileri süren Avrupa ülkesinde Filistin yanlısı şovlar yasaklandı.
“Nehirden denize” sloganının ve öğrencilerin Filistin şalı ve Filistin bayraklarının yer aldığı çıkartmalar taşıması da yasaklılar listesine eklendi.
Bu halkaya artık de “Gazze’de soykırımı durdurun” grafitisi eklendi.
Grafitiye antisemizm suçlaması
Trier Üniversitesi Disiplinlerarası Antisemitizm Araştırma İnisiyatifince yapılan açıklamada, üniversitede yemekhanenin duvarına 10 Ocak gecesi “Gazze’deki soykırımı durdurun” sözünün yer aldığı grafitinin çizildiği bildirildi.
Burada kullanılan ve İsrail’e karşı bir suçlama olarak ileri sürülen “soykırım” teriminin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “ulusal, etnik, ırksal yahut dini bir kümesi büsbütün yahut kısmen yok etme niyeti” olarak tanımlandığı belirtilen açıklamada, “İsrail’in Şeridi’nde kendisini savunma gayesiyle yaptığı aksiyonların soykırım olarak tanımlanmasının, İsrail’i şeytanlaştırma teşebbüsü ve böylece İsrail kontaklı antisemitizm olarak yorumlanmaktan öbür biçimde açıklanamayacağı” savunuldu.
“Üniversite idaresinin süratli müdahalesini memnuniyetle karşılıyoruz”
Açıklamada, grafitideki yazı formundan bunun solcu antisemitik gruplarca yapıldığının anlaşıldığı tez edilerek şu söze yer verildi:
Birkaç hafta evvel aldığı kararla kendisini her türlü antisemitizme karşı konumlandırmakla ve İsrail ile dayanışma göstermekle kalmayıp birkaç saat içinde grafitinin üzerini kapatan üniversite idaresinin süratli müdahalesini memnuniyetle karşılıyoruz.
Almanya’nın Holokost sorumluluğu
Başbakanı Olaf Scholz, 7 Ekim sonrasında İsrail’e kayıtsız kuralsız dayanak vermelerini, ülkesinin Holokost’tan kaynaklanan tarihi sorumluluğuna bağlamıştı.
Alman hükümeti, ülkede Filistin’e dayanak şovlarını antisemitizmle gayret gerekçesiyle engellerken de birebir nedeni öne sürmüştü.
Ülkede bu süreçte Filistin yanlısı 100’den fazla şovun düzenlenmesine müsaade verilmezken başşehir Berlin’de öğrencilerin Filistin şalı ve Filistin bayraklarının bulunduğu çıkartmalar taşıması yasaklanmıştı.
Bavyera eyaletinde ise Filistin yanlısı şovlarda kullanılan “Nehirden denize kadar Filistin özgür olacak” sloganı, “antisemitik” olduğu gerekçesiyle yasaklanmıştı.
Almanya’nın Saksonya-Anhalt eyaletinde ise vatandaşlık müracaatında bulunanlara “İsrail’in var olma hakkı”nı desteklediklerini beyan etmeleri koşulu getirilmişti.
İsrail: Almanya en uygun müttefikimiz
İsrail’i 7 Ekim sonrasında ziyaret eden birinci yabancı hükümet lideri, Almanya Başbakanı Scholz olmuştu.
İsrail’in Berlin Büyükelçisi Ron Prosor, 7 Ekim’den bu yana verdiği şartsız ve sınırsız takviyenin akabinde Almanya’nın, ülkesinin “Avrupa’daki en uygun müttefiki haline geldiğini” açıklamıştı.
İlk takviye açıklaması Berlin’den geldi
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin müracaatıyla, Gazze’de Filistinlilere soykırım uyguladığı suçlamasıyla Memleketler arası Adalet Divanında (UAD) yargılanmaya başlanan İsrail’e birinci takviye açıklaması da Almanya’dan gelmişti.
Alman hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit tarafından 12 Ocak’ta yapılan yazılı açıklamada, UAD’de Güney Afrika tarafından İsrail’e yöneltilen “soykırım” suçlamasının hiçbir desteğinin olmadığı sav edilmişti.
Almanya’nın geçmişindeki Holokost cürmü nedeniyle 1948 tarihli Soykırım Kabahatinin Önlenmesi Sözleşmesi’ne bağlı olduğu ileri sürülen açıklamada, bu kontratın “uluslararası hukukun temel bir aracı” olduğu ve “siyasi bir araç haline getirilmesine karşı çıkıldığı” kaydedilmişti.
Açıklamada, Almanya’nın UAD’nin çalışmalarını desteklediği ve ana davada üçüncü taraf olarak İsrail lehine müdahillik niyeti taşıdığı belirtilmişti.
Soykırıma uğrayan Namibya’dan sert tepki
Almanların soykırımına uğrayan Güney Afrika ülkelerinden Namibya, Berlin hükümetinin Milletlerarası Adalet Divanında İsrail’i savunmasını eleştirerek, “Almanya’nın, ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne bağlılığını tabir edemeyeceğini” açıklamıştı.
Namibya Cumhurbaşkanlığından dün yapılan açıklamada, Almanya’nın 20. yüzyılın birinci soykırımını Namibya toraklarında gerçekleştirdiği, hala bu kabahatin sorumluluğunu tam olarak üstlenmediği hatırlatılmıştı.
“Namibya, Almanya’nın ırkçı İsrail devletinin Gazze’deki pak sivillere yönelik soykırım niyetini desteklemesini reddediyor.” sözüne yer verilen açıklamada, Cumhurbaşkanı Hage Geingob’un Almanya’nın İsrail’e karşı açılan soykırım davasını reddetmesinden dolayı derin bir telaş duyduğu, Alman hükümetinin İsrail’in Gazze’de işlediği soykırımcı hareketlerini savunduğu kaydedilmişti.
“Almanya, ahlaki olarak Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne bağlılığını söz edemez.” değerlendirmesinde bulunulan açıklamada, İsrail’in Gazze’de işlediği cürümlerin soykırıma eş olduğu ve savaş cürümlerinin milletlerarası insan hakları örgütleri tarafından da ortaya konulduğu vurgulanmıştı.
“Barışsever hiçbir insan Filistinlilere karşı yürütülen katliamı görmezden gelemez”
Açıklamada, Geingob’un 31 Aralık 2023’te yaptığı davet yinelenerek şunlar kaydedilmişti:
Barışsever hiçbir insan, Gazze’de Filistinlilere karşı yürütülen katliamı görmezden gelemez.
Bu bağlamda Geingob, Alman hükümetine, Memleketler arası Adalet Divanı önünde İsrail’in soykırım hareketlerini savunmak ve desteklemek üzere üçüncü taraf olarak müdahil olma tarafındaki vakitsiz kararını tekrar gözden geçirme davetinde bulunuyor.
Namibya soykırımı
Namibya soykırımı, sömürgeci Alman güçleri tarafından 1904-1908 yıllarında yerli Herero ve Nama halklarına karşı gerçekleştirildi.
Sömürgecilere karşı direnen halkların amaç alındığı soykırımda en az 65 bin Heroro ve 10 bin Nama hayatını kaybetti.
Soykırım sonucunda Herorolar nüfuslarının en az yüzde 70’ini, Namalar ise en az yüzde 50’sini yitirdi.
Almanya, Namibya’da işlenen kabahatlerin soykırım olduğunu 2021’de kabul etse de tazminat ödemekten kaçınmıştı.
Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)
