Bilim insanları çocuklarda uygun lisan gelişimi için tekerlemeler ve müziklerin kıymetini vurguladı:

Şarkılar ve tekerlemeler yalnızca çocukları eğlendirmek için değildir . Uzmanlar bunların lisan tahsilinde hayati bir rol oynadığını buldu. Birebir vakitte konuşmada ses tonunun yükselip alçalması ve farklı hecelerin vurgusunun değişmesi çocuklar için değerlidir.

Daha evvel bilim insanları, bebeklerin sadece küçük ses ünitelerini öğrendiğini ve bunları bir ortaya getirerek sözler oluşturduğunu düşünüyordu. Lakin yeni bulgulara nazaran lisan öğrenmenin anahtarı, çocukların alfabe biçiminde öğrendiği fonetik bilgi (konuşmanın en küçük ses unsurları) değil, sözlerin ritmidir.

Çocuğu ve ebeveynlerini hangi müzikler uyutacak?

Konuşma ritmi hakkındaki bilginin, düzgün işleyen bir lisan sisteminin gelişiminin altında yatan zımnî temas olduğuna inanıyoruz.” diyor, The Guardian’ın aktardığına nazaran nörobilimci ve çalışma müellifi Usha Goswami.

Yayınlanan bir çalışmada uzmanlar çocukların ömrün birinci yılında fonetik bilgiyi sürece yeteneğini araştırdı . Dört, yedi ve on bir aylık elli bebek üzerinde çalıştılar. Beyin aktivitelerini kaydetmek için özel kapaklar kullanarak öğretmenin onlara on sekiz müzik söylediği bir görüntüyü izlemelerine müsaade verdiler. Bebeklerin ferdi bilgileri nasıl kodladığına odaklandılar.

Hecelerdeki vurgular

Çocuklarda fonetik kodlama, üst dişlerin çıkardığı seslerden (örneğin “d” ve burundan hava akışı örneğin “m”) başlayarak yavaş yavaş ortaya çıktı. Ritmik bilgiler, bebekler tarafından duydukları fonetik bilgileri ekleyecekleri hayali bir iskelet oluşturmak için kullanılır.

Kelimelerin ritmik bir kalıba nazaran vurgusunun birinci hecede olduğunu öğrenebilirler. Doğal konuşmada bir sözün nerede bitip oburunun nerede başladığını o kadar yeterli kestirim edebilirler. Fonetik bilginin bilakis sözlerin ritminin anne karnında da duyulabilmesi de çocuklara yardımcı olur.

Küçükler için tekerlemeler ve müzikler:

Bilim insanı ebeveynlere çocuklarıyla mümkün olduğunca konuşmalarını ve müzik söylemelerini tavsiye etti . Tekerlemelerin konuşmanın sonucuna da tesiri olduğunu, insanların biyolojik olarak konuşurken sözlerin ritmik yapısını vurgulayacak biçimde programlandığını söyledi. “Ritim her lisanın üniversal bir tarafıdır. Bütün çocuklar buna maruz kalıyor” diye vurguladı Goswami. Lisanın disleksi ve gelişimsel bozukluklarla kontağına odaklanan bir çalışmanın ana sonucu, çocukların lisan öğrenme becerilerindeki kişisel farklılıkların ritmik anlayıştan kaynaklanabileceğidir.

Zaten ana karnında öğreniyorlar

Bilim adamlarına nazaran bir çocuk, daha doğmadan evvel dışarıdan gelen sesleri dinleyerek pek çok şeyi öğreniyor. Ayrıyeten ana lisanlarına ait çeşitli bilgileri de anne karnında öğrenirler . Bebekler birisinin kendileriyle kendi ana lisanlarında mi yoksa yabancı lisanda mi konuştuğunu rahatlıkla anlayabilirler. Örneğin, beyinlerinin tersten oynatıldığında ana lisanı tanıdığı, fakat yabancı lisan için tanımadığı tespit edildi.

Daha evvel yeni doğmuş bir çocuğun boş bir sayfa üzere olduğuna ve şimdi her şeyi öğrenmediğine inanılıyordu. Bu farklı:

Doğmamış çocuklar yalnızca konuşmayı öğrenmezler. Anne karnındaki hayat onlar için çok zengindir ve yavaş yavaş bunu işitme dışında duyularla algılamaya başlarlar.

Ayrıca çocuklarla erken yaşta konuşmanın onların beyin yapılarının oluşumuna katkı sağlayabileceğini daha evvel keşfetmişlerdi. Bebeklerde miyelin (sinir liflerini kaplayan yağlı bir madde) seviyesi ile ebeveynlerinin konuşması ortasında bir irtibat olduğunu keşfettiler.